Örme işleminin, dolayısıyla örme dokularının ortaya çıkması, insanlığın ilk ve ilkel teknik uğraşmaları ile çağdaş kökenli olduğu kabul edilmektedir. Bir kronolojik kaynakta örme dokusunun M.Ö. 5-6 yüzyılları arasında ve Orta Asya Türkleri ile Mısırlılar tarafından aynı zamanlarda ortaya çıktığı kaydedilmektedir.
Ayrıca örücü elemanın da bugün hala kullanılmakta olan basit şiş, mil, tığ diye bildiğimiz 1589 M. Yılına kadar tüm örme işlemleri el-tığ ikilisi ile gerçekleştirilmekteydi. Ancak bu tarihte İngiliz din adamı W. Lee’nın ilk mekanik örme tezgahını ve ‘esnek uçlu’ örme iğnesini bulmasıyla örme tarihinde yeni bir dönem başladı. Yani örme işleminde makineleşme dönemi ve fakat bu zamanın ileri taassubu yüzünden uzun yıllar değerlendirilemedi. Bu buluş 1853 yılında Matheew Towsend’ın dilli-kancalı örme iğnesini bulması; sonraki yılların araştırmacıları tarafından 1867 tarihinde bu iğne ile donatılmış ilk örme makinesi, 1878 tarihinde aynı elemanla örme yapan ilk yuvarlak örme makinesinin geliştirilmesi tekstilde mekanik örmeciliğin sesini duyurmuş oldu.
Daha sonra bilhassa yuvarlak örmecilik 1914 yılına kadar çok fazla bir ilerleme gösteremedi. I. Dünya Savaşı yıllarından sonra hızlı ortaya çıkartılan yapay elyaf ve ipliklerinin de etkisiyle örme makineleri, yani örme metotları ve örme örgüleri; dolayısıyla da örmecilik endüstrisi süratle gelişti.
II. Dünya Savaşı’ndan sonra yeni bir sıçrama ile son yılların süper denebilecek hem mekanik hem elektronik esasa dayalı olarak meydana gelmesi, bu alandaki gelişmeleri hızlandırmış ve son 30 yılın getirdiği metot ve oto-mekanik temelli elektronik makine ve örme teknolojisi doruk noktasına ulaşmış bulunmaktadır. Böylece örmecilik ilk zamanlardan beri dokuma ile olan rekabetine ilave olarak, şimdi kendi bünyesinde olan örme metotları sayesindeki amansız çekişmesiyle de daha çok gelişmeye elverişli bir kimlik kazanmıştır. Örmecilik sanayi dalında en çok gelişme kaydeden bir teknolojiyle ilerlemektedir. Son 10 yıl içinde tamamen elektronik yuvarlak örme makineleri piyasada rağbet görmektedir. Bu da örme makine üreticilerini yeni teknolojiye ve daha hızlı devirle çalışan makine üretmeye yönlendirmektedir.