Osmanlı İmparatorluğu Dönemi
Türk-Osmanlı Sanat ve mimarisi, en ince detayları içeren, güzelliğini bu detaylardan alarak, insan ruhunu inceltip derinleştirmeye ve nefsi terbiye ve teskin etmeye yöneliktir.
Hayatın her anında huzur hakim olan bu toplumda çok destek görmüş, özellikle Saray tarafından maddi manevi her anlamda teşvik edilmiştir. O kadar ki; sanatçının fırçasının ayarı bozulmasın diye hattat ve müzehhiplerin (ezilmiş toz altınla birlikte sulu guvaj boya ile tezhip yapan sanatçı) çarşı ve pazar ihtiyaçları bile görevliler tarafından giderilmiştir. Bu kadar önem verilen bir toplumda gelişen bu sanatlar da en parlak dönemlerini hüküm sürmüş ve batılı sanatçıların hayranlıkla izlediği en büyük sanatçılar yetişmiştir. “Sanatın ulaşabileceği en doruk nokta hat eserleridir” sözü de dünyaca ünlü ressam Picasso’ya aittir. Bir imparatorluk sentezi olan, Osmanlı ruhunu yansıtan, natüralist ağırlıklı eserler verilmiştir. Osmanlı imparatorluğunun yükselme ve duraklama dönemlerinde saraya bağlı sanatçı sayısı da değişmiş ve özellikle son dönemlerinde oldukça azalmıştır. Örneğin 16. yüzyılda, imparatorluğun en güçlü olduğu dönemde, sanatçı sayısı fazla iken, 18. yüzyıl ortalarında zergeran olarak sarayda sadece yedi kişinin çalıştığı kaynaklarda belirtilmektedir. 19. yüzyılda ise bu sayı gittikçe azalmıştır.
Osmanlı devletinin refah dönemlerinde, kullanılmayan hazine eşyalarının satıldığı sıkıntılı zamanlarda ise para basılmak üzere daha çok gümüş eşyaların darphaneye gönderildiği yine kaynaklarda verilen bilgiler arasındadır. Ancak mukaddes emanetlerle ilgili eşyalara ise dokunulmayıp bunların sadece tamir ve ilavelerle korunmasına çalışılmıştır. Saraya ait takı ve değerli eşyaların bazen tozlandığı ya da rutubetten zarar gördüğü ve işe yaramadığı gerekçesiyle fiyatları belirlenerek dışarı satıldığı da olmuştur.
Geleneksel Türk Osmanlı el sanatları denilince akla, ebru, hüsn-ü hat, tezhib, minyatür, çini, cam üfleme sanatı vs. Osmanlı’dan günümüze miras kalmış ince işçilik ürünü eserler gelmektedir.
Hat (hüsn-ü hat, güzel yazı):
Genellikle Selçuklu ve Osmanlı döneminde meslek hâline gelmiştir. Besmele, hadis, ayet ve Kur’an yazıları gibi en çok işlenen konulardır. Bunlar dikdörtgen levha, dairesel levha, tuğra, armudi şekli ve simetrik olarak yoğunluk kazanırken düz yazı olarak da görünür.
Kavukluk
Makam ve unvan sahibi kişilerin özelliklerini belirten, genel olarak kaşe kumaş ve keçeden yapılan fes üzerine kumaşların sarılması ile oluşan, başa giyilen bu günün şapkasının eski adı kavuktur. Selçuklu ve Osmanlı döneminde kullanılmıştır. Kullanılmadığı zamanlar kavukluk adı verilen özel yerlerde muhafaza edilirler. Kavukluklar dekoratif amaçlı olarak da kullanılmaktadır. Kullanılan desenler; Rumi, Hatai, geçme ve barok desenlerdir.
Devlet arması
Güneş, ortasında hilal ve hilalin üzerinde padişah tuğrası (imza) mızraklar, tığteberler, tabanca, top, kılıç, adaleti temsil eder, terazi ve kanun kitapları (mecelle), bereket boynuzu, kalkan (üzerinde yazı olabilir), borazan, kalkanın üzerinde saltanatın ifadesi kavuk, altta Osmanlı’da kullanılan çeşitli madalyalar bulunan bir devlet armasıdır.
Paravan
Geleneksel orta oyununda mekân olarak ev ve bürolarda alanı ikiye ayırmak için evlerde arkası giyim mekânı olarak kullanılır. Saraylarda haremlik ve selamlığı ayırmak için de kullanılmıştır. Dekoratif amaçlı kullanıldığı için geleneksel motiflerle süslenmiştir. Kullanılan desenler; Selçuklu geçmesi, geçme + Rumi, tamamı Rumili olarak taçlı ve taçsız oluşturulur.
Sehpa:
Masa ve koltuk Bir takımın parçalarıdırlar. Düz kesim ve barok kesim olarak ikiye ayrılır. İstenilen desen işlenebilir.
Lambalık
Petrol lambalarının konulduğu yer. Kavukluğun küçüğü şeklinde oluşturulmuştur.
Rahle Önceleri kitap okumak ve yazı yazmak için düşünülmüş hareketli ve sabit masalardır. Şimdi sadece Kur’an-ı Kerim’i okumak ve dekor amaçlı kullanılır.
Tavan göbeği
Genelde binaların salon ve oturma alanlarının tavanlarında dekoratif amaçlı olarak ve güncel olarak da ışık hüzmeleri elde etmek için arkasına ışık verilerek kullanılır. Çakma tavan, oyma ve sarkma olarak uygulanabilir. Geleneksel motifler kullanılır.
Beşik
Hâlen köylerde kullanılan salıncağın eski ismidir. Yörelere göre şekli değişebilir. Şehirlerde dekoratif amaçlı ve gazetelik olarak kullanılır.
Çerçeve
Başlıklı (taçlı) ve başlıksız olarak iki tiptir. Bunlar oymalı ve frezeli olarak tekrar ikiye ayrılır. Her tür desen işlenebilir. Çerçeve içine ayna veya resim konulabilir. Taç ve geniş yüzeylere geleneksel desenler dekopaj ve oyma tekniği ile işlenebilir.
Niş
Eski kalın taş duvarlı evlerde bazı günlük kullanılacak eşyaları koymak için açılmış dekoratif girintilerdir. Ahşap evlerde de yine ahşap oyularak dolap görevi görecek şekilde ön kısmı açık olarak sabit ve hareketli olarak yapılmış dekoratif girintilerdir.