SOF KUMAŞ ÖZELLİKLERİ

sof dokuma kumas
Tarafından | 29 Kasım 2021

Ankara sofu, Ankara keçisinden elde edilen tiftikten dokunan bir çeşit kumaştır. Tiftik lifinin eğrilip iplik haline getirilmesi, iplikten sof kumaşın dokunması, boyanması, kısacası sof yapımı Ankara ve yöresine ait özgün bir el sanatıydı.


Sof, tiftik yününden ince bükülmüş iplikle dokunan düz kumaşa, ham sof veya som sof denir. Ankara sofu olarak da bilinmektedir. Kumaşın eni yaklaşık bir arşındır. Dokunan kumaş ancak yıkanıp fırınlandıktan sonra kullanılabilir. Kumaştaki parlaklık fırınlama ile elde edilir, Beyaz, siyah, kırmızı renkleri en çok kullanılan renklerdir. Halk tarafından giyim eşyası yapımında kullanılan softan, zaman zaman padişahlara da kaftan dikilmiştir

Ankara keçisi yününden üretilen, toplumun seçkin kesimleri tarafından tercih edilen sof dokumaları Ankara ili ve İç Anadolu bölgesine özgü geleneksel dokumalardandır. Günümüzde dokunulmamakta ve örnekleri sadece müzelerde görülmektedir. Bu bakımdan, Ankara sofu bu coğrafyaya ait kültürel miraslardan biridir.

Sof birkaç türlü dokunurdu:

  • Dört kat; bunlar dört kat bükülmüş atkı ipliği ile dokunan soflardır ki, bu türlü kumaşlar kalın olduğu nispette de çok sağlam olurlardı.
  • Dört ayakçak, bu türlü dokuma, desenli ve narin olur ki sofun en iyisi ve en makbulüdür. Buna şali sofu da denmekteydi.
  • Üç kat, umumi piyasa kumaşı olup sade bir şekilde dokunmuş soflardı. Buna düzayak dokuma da denmektedir

Ankara keçisi tiftiğinden üretilen ve toplumun elit kesimleri tarafından tercih edilen sof dokumaları, günümüzde yok olmuş, Ankara ili ve İç Anadolu bölgesine özgü geleneksel aynı zamanda tarihî dokumalardandır.

Günümüzde sof dokuması yapılmamaktadır ancak son yıllarda kültürel miras çalışmalarının artması, coğrafi işaretleme gibi konuların önem kazanması nedenleriyle bazı projelerin yürütüldüğü bilinmektedir.

Sof Kumaş Tarihi

Tiftik keçisi, Ankara ve Tosya civarında yetiştirildiği için sof kumaş yapımı da genellikle bu yörelerde gelişmiştir. 16. yüzyıldan itibaren Ankara sofu ün yapmıştır. Sof dokumasının Selçuklu dokumalarından olduğu ve Ankara’da 16. yüzyıldan çok daha önce dokunduğu literatürdeki kaynaklardan öğrenilmektedir. Sof dokuması özellikle Ankara ve çevresi, Selanik ve Yanbolu’da dokunmuştur. Ankara keçisinin tiftiğinden dokunan sof, 16. yüzyıldan itibaren Ankara yaşamı ve ticaretinde önemli bir role sahip olmuştur. 1590 tarihli Ankara Şer’iye Sicilindeki bir kayıtta, Osmanlı sultanının emriyle Ankara’ya gelen Süleyman Ağa’nın burada çalışan 621 tezgâhtan vergi topladığı yazılmıştır. Hatta 17. yüzyılın ortasında Ankara’daki tezgah sayısının 1000’e yükseldiği kabul edilmektedir.

Sof Kumaş Özellikleri

Tiftik keçisinin lifleri parlak ve uzundur. Bu yüzden dokunan ürüne ipeksi bir görünüm verir. Giyildiğinde sıcak tutan ve çok hafif olan sof kumaşlar çok aranan bir mal olarak Osmanlı’nın da başlıca ihraç ürünlerinden biri olmuştur. Sof dokumacılığı, Selçuklular döneminde de yapılmaktaydı. Ankara sofu, Bağdat sofu, ince sof, kalın sof gibi türleri vardır.

Ankara Sofu; çözgü ve atkısı Ankara keçisi tiftiği kullanılarak bezayağı, dimi, atlas dokuma örgüleriyle dokunmaktadır. Kaliteli sof dokuması için 6 aylığa kadar olan Ankara keçilerinin uzun lifleri tercih edilmektedir. Ankara Sofu, malzeme özelliği nedeniyle parlak bir dokumadır. Dokumanın harelenmesi için cendere işlemi yapılmaktadır.

Cendere bir çeşit ütüleme işlemi yapar. Silindirler birbirine ters yöndedir. Silindirlerden oluşan cenderede kumaş sıkışarak basınç altından geçerken yüzeyi parlar ve iplikler ezilerek doku gözenekleri kapanır.

Ayrıca battaniye, namazlık, yer yaygısı amacıyla Ankara keçisi tiftiği kullanılarak saçaklı kebe/velense gibi tüylü dokumalara zemin kumaşı oluşturmakta kullanılmıştır. Sof dokumasında mavi, bordo, mor, kahverengi, doğal beyaz tiftik rengi kullanılmıştır. Ankara Sofu’nun Menevişli, Hareli, Muhayyer, Sali, İnce ve Kalın gibi farklı türleri de vardır. Sof dokuması, ferace, hırka, etek, şalvar, şal, ayrıca Saçaklı Kebe/Velense tekniğiyle yer yaygısı, battaniye ve namazlık/seccade olarak kullanılmıştır.

sof dokumalar kumas

Sof dokuma örnekleri

Sof Dokumacılığında Kullanılan Araçlar

İnsanlar kendilerini dış etkilerden koruma, barınma ve güzeli arama duygularıyla gereksinimlerini gidermede dokumacılık sanatından yararlanmışlardır. Dokuma, iplik ölçülerinin belli kaidelere göre dik açı yaparak kesişmesinden oluşan tekstil ürünleridir. Dokumayı oluşturan boyuna ipliklere çözgü, eriş, direzi, yatay ipliklere atkı, argaç gibi isimler verilmektedir. Atkı iplikleri, doku tipine göre bazı çözgülerin üstünden, bazılarının altından geçer. Farklı atlamalar farklı doku tiplerini ortaya çıkarır.

Etnoğrafya Müzesi’nde bulunan beş sof dokuma örneğinin dokuma örgüsü bezayağı, panama, ikili ve üçlü çözgü ripsi olarak belirlenmiştir. Bu bölümde sof dokumacılığında kullanılan lif eğirme/bükme aletleri ve dokuma tezgâhları açıklanmaktadır.

Lif Eğirme/Bükme aletleri

Günümüzde iplik üretimi fabrikalardaki modern makinelerde yapılmaktadır. Ancak kırsal yörelerde elde eğirme ve bükme ile iplik üretimine rastlanmaktadır. İplik eğirme aletleri Anadolu’da yaygın olarak kullanılmakta fengere, fengire, öreke, teşi, iğ, mingirdek ve kirman gibi adlarla anılmaktadır.

Lif eğirmede kullanılan kirman ve iğ örnekleri.

Lif eğirmede kullanılan kirman ve iğ örnekleri.

Dokumacılığın yapılmasında ilk işlem çözgü hazırlamaktır. Ahşap veya metalden yapılmış bir çerçeveye, çözgü iplik bobinlerinin yatay olarak yerleştirilebileceği düzende ve iplik çekimi sırasında bobinlerin dönmesine olanak verecek uzunlukta çubukların yerleştirildiği iskelete Çağ denilmektedir.

Çağ’ın dışında Çağ’dan çekilen ipliklerin belli bir sıraya konmasını ve ipliklerinin birbirine paralelliğini sağlayan tarak bulunmaktadır. Çözgü tarağından geçen iplikler daha sonra çözgü dolabına sarılmak üzere dolap tarağından geçmektedir. Dolap tarağından geçen iplikler ise dolaba sarılmaktadır. Çözgü dolabı motor kuvvetiyle çalışmaktadır. Çözgü dolabının sol kenarında metreleme ayarı bulunmaktadır. Dokumanın eni dikkate alınarak dolaba sarılan çözgü ipliklerinin dokuma tezgahının bulunduğu mekana taşınmasını sağlamak amacıyla kullanılan yatay silindire çözgü levendi denilmektedir.

Tezgâhlar

Sof dokumacılığında kullanılan en önemli araç tezgahtır. Tezgah dokumacılıkta kullanılan temel araçtır. İlk insanlar iki çatal üzerine uzun yatay bir sopa yerleştirmek ve üstünden çözgü iplikleri sarkıtıp, her birinin uçlarına ağır taşlar bağlamak suretiyle aralarından el yardımıyla atkı ipliklerini çapraz olarak geçirmişlerdir. Daha sonra bu ilkel dokumaya bağlı mekanik yöntem her geçen devirde gelişme göstermiş, temelini muhafaza ederek bugün daha geliştirilmiş ve teknik bakımdan her türlü imkâna sahip dokuma makinelerinin esasını oluşturmuştur. El dokumacılığında masa, kamçılı, kamçısız, armürlü ve jakarlı tezgâh çeşitleri kullanılabilir.

cukur dokuma tezgahi

Çukur dokuma tezgahı

Kamçılı tezgâhın diğer tezgâhlardan en önemli farklılığı mekiğin el ile değil de kamçının çekilmesi suretiyle atılmasıdır. Bu sistem el dokuma tezgâhlarına hız kazandırmıştır. Kamçılı tezgâhlar çerçeve (gücü) sayılarının artırılıp eksiltilmesine ve çerçevelerin hareket düzeninin el ve ayakla yapılmasına göre farklı yapılarda olabilir. En az iki çerçeveye sahip olması gereken kamçılı tezgâhlarda çerçeve sayıları farklılık göstermektedir. Her bir çerçevenin hareketi ayağa (pedala) bağlıdır. Elle çalışan tiplerinde ise bu çerçevelerin hareketi yan tarafında bulunan el pedalları ile sağlanır.

Yuksek dokuma tezgahi

Yüksek dokuma tezgahı

Kamçılı tezgâhlar, çözgü levendi, yan tahtalar, dokuma tarağı ve gücü çerçevelerinden oluşmaktadır. Kamçılı tezgâhlar çukur ve yüksek tezgâh olmak üzere iki şekilde bulunmaktadır. Çukur tezgâhlarda ayağa bağlı pedallar, açılan çukurun içerisine yerleştirilmekte, dokuyucuda çukurun kenarına oturarak dokumasını yapmaktadır. Yayla ve kırsal alanda kullanılan tezgâhların çoğunluğu çukur tezgâh niteliğindedir. Çünkü dokuyucu çukur içerisine koyduğu mangal ile ısınmayı da sağlamaktadır. Günümüzde yüksek tezgâhların çoğaldığı görülmektedir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir