Zerbaft, Farsça zer (altın) ve baften (dokumak) kelimelerinden gelir.
Atkısı ve çözgüsü altın sırmadan olan ipekli bir kumaştır. Seraser, Atlas, Kemha, Canfes ve Diba gibi pahalı ve değerli kumaşlardan biridir. Yapımı ve işçiliği konusunda altın ve gümüş klaptan ve tellerden dokunan diğer kumaşlarla benzer şekillerde yapılmıştır. Altın tel ve sırma ile işlenmiş veya dokunmuş zertari kumaşlardan biridir.
Zerbaftlara altınlı kadife veya müzehhep Kemha adı da verilmiştir. Zerbaftaların Venedik’te dokunmuş türleri de vardır. Zerbaftlar hanedan üyeleri ve padişahların giysileri veya kullandığı kumaş eşyalar için kullanılan kumaşlardan biridir.
Sarı ve parlak oluşu nedeni ile güneş, mum, gün ışığı, altın ve sarı renkli çiçeklere zerbaft arasında alakalar kurulmuştur. Gündüz güneş gece ise ay ve yıldızlarla zerbaft arasında hayaller kurulmuştur. Sarı renkli çiçeklerin açtığı kırlar ve bahçeler zerbaft döşenmiş kumaşlara benzetilir.
Zerbaft kumaşlar, seraser kumaş yapım tekniği ile yapılan, altın ve gümüş tellerle dokunan, damga ve izin ile satılan bir seraser kumaş türüdür. Çok değerli bir brokar kumaş türü olduğu için, sadece sarayda ve zengin aileler tarafınca kullanılmıştır. Zerbaft üretimi Bursa ve İstanbul’da yapılıyordu.
Günümüzde bu kumaşların üretimi yapılmamakta ve sadece etnografya müzelerinde bulunmaktadır.
Zerbaft Kumaş Tarihi
Osmanlı döneminde, 15. yüzyıldan itibaren Bursa kenti, İran’dan ithal edilen ham ipeğin ticaret ve sanayi merkezi olmuştur. İpek ticareti hazineye büyük gelir sağladığı için devlet kontrolünde gelişmesi sağlanmış; 1587 tarihinden itibaren Bursa’da koza üretimine başlanmış ve kozacılık teşvik edilmiştir.
Dokumada kullanılan altın ve gümüş tel devlet simkeşhanelerinde çekilir, kumaşlar damgalanarak satışa çıkarılmasına izin verilirdi. Kıymetli madenlerin israfını önlemek için seraser, zerbaft gibi kumaşlar saraya ait tezgahlarda belli miktarda dokunmaktaydı. Dönemin modasına uygun kumaş desenleri saray nakkaşhanesinde tasarlandığından, desen ve kompozisyonlarda Osmanlı sanatının üslup bütünlüğü tekrarlanmıştır.
Bursa kenti daha çok kadife ve çatma, İstanbul ise 16.yüzyıl ikinci yarısından itibaren kemha ve seraser kumaşları ile tanınmıştır. Çatma dokunuş tekniği açısından kadifenin bir çeşididir. Genellikle zemin kadife, desen gümüş klaptanla, ya da tam tersi klaptan zemin üzerine desen kadife ile dokunmuştur. Döşemelik ve kaftan yapımında kullanılan çatma kumaşların yanı sıra, özellikle dar uçları nişli bordürlü yastık yüzleri çok revaç bulmuştur. Osmanlı Sarayı’nda değerli kumaşlar hazine eşyası olarak kullanılmış; yüksek rütbeli devlet memurlarına, yabancı hükümdar ve elçilere hediye olarak kaftan ve kumaş gönderilmiştir. Kıymetli malzemeden yapılmış başlıca kaftanlık kumaşlar kemha, seraser ve zerbafttır.