Azerbaycan Geleneksel Kadın Kıyafetleri
XIX. yüzyıl Azerbaycan kıyafetlerini incelediğimiz zaman, giysilerin hepsinin elle dikildiğini görüyoruz. Kadın kıyafetleri erkek kıyafetlerine göre daha zevkli, o günkü modaya uygun ve süslü hazırlanırdı.
XIX. yüzyılın sonları Azerbaycan millî kıyafetlerinin zamanla değişmesine ve kaybolmasına zemin hazırlamıştır.
Bu yeni, sade biçimli, süslü olmayan kıyafetler yavaş yavaş gündelik kullanımda yaygınlaşarak kentlerde, sonra da köylerde milli giyimlerin bütünlükle kaybolmasına sebep oldu. Zamanla sadece milli bayramlarda giyilen giysiler, günümüzde müzelerde sergilenerek genç kuşakların kıyafet kültürümüzle ilgili bilgi edinmelerine yardımcı olmaktadır. Bu kıyafetler zengin Azerbaycan giyim – kuşam kültürünün zenginliğinin ifade aracıdır.
İnsanları örtünmeye veya giyinmeye iten sebeplerden biri biyolojik, diğeri inanışlara dayalı ve dinsel, üçüncüsü ise güzel görünme, beğenilme veya farklı olma duygusudur. Bunlardan hangisinin diğerinden daha önemli olduğu, kullanıldıkları ortam, iklim, ekonomik durum ve sosyal olaylarla yakından ilgilidir.
19. yüzyıl Azerbaycan millî kadın kıyafetleri iç ve dış giyimlerinden oluşmakta, her ikisi de omuza ve bele giyilenler olarak ayrılmaktadırlar. Yöresel olarak kullanılan erkek kıyafetlerine dönemin siyasi-iktisadi olayları az da olsa etkisini göstermiştir. Azerbaycan”ın Yakın Doğu’nun başlıca ipek üretim merkezi olması kıyafetlerin ipek kumaşlardan yapılmasına imkân sağlamıştır. Ülkenin Nahçıvan yöresinde pamuk ve yün dokumacılığı da gelişmiştir. Azerbaycan’da üretilen atlas, tafta, brokar, muslin, tirme, kadife, dibâ, patiska gibi kumaşlar yabancı ülkelere ihraç edilirdi.
19. yüzyıl kadın giyimlerinde kıyafeti giyenin kendini rahat hissetmesi ikinci, gösterişin ilk sırada yer aldığını görüyoruz. Gösterişe önem verildiğinden kullanılan renkler çok önemliydi. Doğal boyalarla renklendirilen dokumalara değer verilir ve daha çok tutulurdu. 19. yüzyılda kumaşlardaki motifler ağırlıklı olarak baskı ve nakış teknikleri ile yapılıyordu. Kıyafetlerin ayrılmaz parçası olan altın, gümüş ve değerli taşlardan hazırlanmış takılar form ve imalatı bakımından çok önemlidir. Takıları dört grupta incelemek mümkündür : boyun, kol ve parmağa takılanlar, baş için kullanılanlar ve kıyafetlere takılanlar. Millî kıyafetler, başlık, ayakkabı ve terlikle tamamlanırdı. Ayağa yün ve ipek ipliklerle örülmüş çoraplar giyilirdi.
Azerbaycan milli kadın kıyafetleri iç ve dış giyimlerinden oluşmakta ve her ikisi de omuza ve bele giyilenler olarak ayrılmaktadırlar.
Omuza giyilen dış giyimi olan üst köynek, genellikle ipek kumaştan yapılırdı. Omuzu dikişsiz, bol kare kollu, kol altı kuşlu, sıfır yakalı, ön kapaması düğmeli ya da patlı olan köynek Türk milli giysilerinde içe giyilen ve çoğu yörede “göynek” olarak bilinen giysiye çok benzemektedir.
Köynek uzun kollu olup, önü boyundan bir adet düğme ile iliklenirdi. Yaka, kol ağzı ve eteğine sırma işleme yapılır, bazen de etek kısmına altın ve gümüş paralar dikilirdi. (Resim 1)
Cepken: Kadın dış giyimlerinden biri de cepkendir. Bedeni saran ve astarlı olan bu giysinin çok uzun ve uçları şekilli kolları omuzdan aşağı serbestçe dökülmektedir. Kolların alt dikişleri dikilmeyip, sadece kol uçları tutturulmuştur.
İpek, brokar veya kadife kumaştan yapılan cepkenlerin kenarları ipek biyelerle dikilmiştir. (Resim 2) 19.yüzyılda giyilen omuz dış giysisi, arkalık bele kadar dar, belden sonrası pililerle genişlemektedir.
Arkalık isminden de anlaşıldığı gibi, vücudun arka bölümünü ve sırt kısmını kapatıyor, önden yaka kısmı açık kalıyor, belden bir kaç zarif düğme ile sıkıca kapatılıyordu. (Resim 3)
Kürdü: Kışın giyilen kadın üst omuz giysisi kürdü, kadife kumaştan yapılmış, içi kapitone astarlı, kısakollu olup, yaka, kol ve etek ucuna tavşan tüyü geçirilmiş, etrafı sim şeritlerle süslenmiştir. (Resim 6) Kışın kullanıldığı için kenarlarına kürk dikilirdi. Bu yüzyılda Garabağ kürdüleri çok ünlüydü. Horasan’dan getirilen koyu sarı renkte deri üzerine ipek iplikle yapılan işlemeli desenli kürdüler de çok moda olmuştur.
Gülece: Bu dönem moda olan üst giyimlerden gülece, bele kadar düz, eteği büzgülü ya da pileli olurdu. Önü açık olan gülecenin uzunluğu diz boyu, kol ise dirseğe kadar olup, kadife veya tirme kumaştan, astarlı dikilirdi. Yaka, bel, etek ve kollarına boncuktan işlemeler yapılırdı.
Tuman: Dış giysileri olarak kullanılan takımlar, belden kesimli ve alt parçası elle dikilmiş, yaka, etek ucu ve kol ağızları beyaz sim ve renkli pullarla süslenmiştir. Üst giysilerinin altına “tuman” denilen topuğa kadar inen uzun, pileli bol etekler giyilirdi. Çoğu zaman beş, altı eteğin üst üste giyildiği, iç etekle dış etek arasında giyilenlere de “ara tuman” denilirdi.
Çakşır: Kadınlar dışarı çıkarken eteklerinin üstüne ayrıca “çakşır” denilen paçalı giysiler giyinirlerdi. Tuman, ipek kumaştan olup, bolluğu serbest pililerle daraltılıp, bele geçirilen ucu püsküllü uçkurla bağlanmaktadır.
Azerbaycan Geleneksel Erkek Kıyafetleri
Yöresel olarak kullanılan erkek kıyafetlerine dönemin siyasi-iktisadi olayları az da olsa etkisini göstermiştir. Bu dönemde üst giyim olarak uzun kollu, bedene oturan çuha giyinilirdi. Çuha kalın kumaşlardan dikilirdi. Giyen şahsın yaşından asılı olarak çuhanın rengi ve uzunluğu farklı olurdu. Gençler açık renkte ve kısaboylu çuha giyinirlerdi. Çuhanın altına uzun, kaliteli yünden dokunmuş şalvar giyilirdi.
Azerbaycan’ın iklimi soğuk olan dağlık bölgelerinde üst giyimi olarak kürk giyilirdi. Bu kürkler kuzu derisinden olup yünlü tarafı içe doğru, kenarları işlemeli olurdu. En güzel kürkler Şuşa, Şeki ve Garabağ’da dikilirdi. İran’dan getirilmiş Horasan kürkleri de çok ünlüydü.
Çuhanın, abanın veya kürkün altından uzun, dar kollu ve bedene oturan arkalık giyilirdi. Zenginlerin giydikleri arkalıklara altın ve gümüş ipliklerle işlemeler yapılırdı. Ön tarafı ipekli ve diğer kumaşlardan yapılmış düğmelerle iliklenir, üstüne belden ince kemer ya da kuşak sarılırdı.
Başa, yüksek, kenarı yukarı katlanmış külah (başlık), deriden dikilmiş papak veya börk giyinilirdi. Azerbaycan millî kiyafetleri model ve süsleme zenginliğinin yanı sıra kumaşları ile de dikkat çekmektedir.
Kaynaklardan edinilen bilgilere göre, 17.yüzyılda Azerbaycan Yakın Doğu’nun başlıca ipek üretim merkezi olmuştur.
Şirvan, Şamahı, Şeki, Şuşa gibi şehirlerin başlıca ipek üretim merkezleri olması, kıyafetlerin de çeşitli ipek kumaşlardan yapılmasına imkan sağlamıştır. İpek üretiminin yanı sıra Nahçıvan’da pamuk dokumacılığı ve yün dokumacılığı da gelişmiştir. İç giyiminde ipekli kumaşları tercih eden zengin kesimin aksine halk keten ve pamuklu kumaşları tercih ediyordu.
Azerbaycan’da 17. yüzyılda tekstil üretiminde başlanan uzmanlaşmanın daha sonraki yüzyıllarda da devam ettiği görülmektedir. Burada üretilen atlas, tafta, brokar, muslin, tirme, kadife, dibâ, patiska gibi kumaşlar yabancı ülkelere de ihrac edilirdi.
Kadın elbiseleri çoğunlukla ipek, tirme ve kadife kumaşlardan, erkek giysileri çoğunlukla yün kumaşlardan yapılırdı. Atlas, tafta, brokar, kadife gibi kumaşlar, teknik adı ile adlandırılmışlardır.
Azerbaycan Geleneksel Renkleri
XIX. yüzyıl kadın giyimlerini araştırdığımız zaman, kıyafeti giyenin kendini rahat hissetmesi ikinci, gösterişin ilk sırada yer aldığını dörüyoruz. Gösterişe önem verildiği için kullanılan renkler de çok önemliydi.
Doğal boyalarla renklendirilen dokumalara değer verilir ve daha çok tutulurdu.
Giysilerde genellikle pembe, yeşil ve mavi renkler ağırlıkta kullanılmakta idi. Arkalık için koyu renkli kumaşlar tercih ediliyordu. Kol ağzı ve yakalara ilave olarak dikilen renkli şeritler arkalığı daha güzel gösteriyordu. Giyimde farklı renkler kullanılmasına bakmayarak bir uyum oluşturulur ve renkler birbirini tamamlıyordu. Kadınların giyindikleri köyneklerin rengi yaşa göre değişirdi. Örneğin; kızlar ve gelinler sarı ve kırmızı, yaşlı kadınlar ise beyaz veya siyah renkte köynek giyinirlerdi.
Lenkaran yöresi giysilerinde koyu kırmızı, patlıcan moru, açık kahve renkleri, eşarplarda ise bazen kırmızı renkler kullanılmıştır.
Azerbaycan Geleneksel Motifleri
XIX. yüzyılda kumaşların üzerinde kullanılan motifler ağırlıklı olarak baskı ve nakış teknikleri ile yapılıyordu.
Azerbaycan’ın Nahçıvan, Gence, Şamahı, Şeki, Şirvan gibi bölgelerinde ahşap kalıplarla yapılan baskı tekniği çok gelişmiştir. Ahşap baskı kalıpları ceviz ağacından olup, motifin formuna ve büyüklüğüne göre düzeltilirdi. Bu tür baskı kalıplarında bitkisel ve geometrik desenlerin yanında kuş, hayvan ve insan tasvirlerine de rastlamak mümkündür. Bu motifler günümüzde Şeki, Gence gibi yerlerde yapılan keleğayılarda da kullanılmaktadır.
Motiflerle bezenmiş kumaşlar: Bitkisel ve geometrik motifler kullanılarak yapılan dokuma kumaşlar Azerbaycan dokumacılık kültüründe çok önemlidir.
Azerbaycan Geleneksel Takıları
XIX.yüzyılda kıyafetlern ayrılmaz bir parçası olan altın, gümüş ve değerli taşlardan hazırlanmış takılar form ve imalatı bakımından çok önemlidir. Takıları dört grupta incelemek mümkündür : boyun takıları, kol ve parmağa takılanlar, baş için kullanılanlar ve kıyafetlere takılanlar. Bu dönemde Azerbaycan kadınlarının en çok kullandığı boyun için süslemelerdir. Bunlar; sinebend, silsile, boğazaltı, çeçik, garabatdag v.s. gibi isimlendirilmiştir. Bu tip takılar değerli boncuk, inci, baklava, arpa tanesi formunda altın ve gümüşten yapılırdı.
Azerbaycan Geleneksel Ayakkabıları
Millî kıyafetler, başlık, çeşitli ayakkabı ve terlikle tamamlanırdı. Ayağa yün ve ipek ipliklerle çeşitli desenlerde örülmüş çoraplar giyilirdi. Kadın ayakkabıları (neleyin, başmak) form olarak erkek ayakkabılarına benzeseler de zarif biçimi ve üzerine yapılan işlemeli motiflere göre onlardan ayrılırdı. Zengin kadınların giydikleri ayakkabılar, topuktan pençeye kadar bitkisel motiflerle süslenmiş gümüş parçası ile örtülürdü.
Başmak denilen ayakkabılar güzel ve nakış işlemeli olmanın yanı sıra arka tarafı açık olduğu için ata binerken ya da hızlı hareket edildiği zaman ayaktan çıktığı için pek tercih edilmiyordu. Bu dönemde en çok kullanılan erkek ayakkabıları deriden dikilmiş topuksuz küçük “ başmak” lar idi. Zengin kesim ince deriden dikilmiş “uzunboğaz çekmeler” tercih ederken, köylüler XX. yüzyılın başlarına kadar kullanılan “çarık” giyinirlerdi. 19. yüzyılın sonları Azerbaycan millî kıyafetlerinin değişmesine ve kaybolmasına zemin hazırlamıştır. Zamanla sadece millî bayramlarda giyilen giysiler, günümüzde müzelerde sergilenerek genç kuşakların kıyafet kültürümüz, halkımızın günlük hayatı, zevki ve dünya görüşüyle ilgili bilgi edinmelerine yardımcı olmaktadır.