Alaca: Genelde renkli pamuklu iplikle dokunan alacalar, eskiden iç giyimde ve çeşitli ihtiyaçlarda kullanılmıştır. Bu gün daha çok Buldan, Arapkir ve Gaziantep’te dokunmakta olan alaca kumaşları, çok eskilerde ipekle dokunmaktaydı. Lacivert ya da bordo zemin üzerinde sarı çizgileri olan bir tür pamuklu kumaştır.
Ayrıca Bursa, Halep, Manisa ve Kastamonu’da da alacanın dokunduğunu çeşitli kaynaklardan öğreniyoruz. Şam’da dokunan ipek alacalar Şam alacası adıyla bilinirdi. Günümüzde Buldan (Denizli), Arapkir (Malatya) ve Gaziantep’te eski örneklere göre benzer alaca kumaşlarının dokunması için çalışmalar yapılmaktadır. Bazı bölgelerde beşparmak adı da verilen alaca kimi zaman kırmızı zemin üzerine sarı çubuklu yollarla da dokunurdu. Bezayağı tekniğinde dokunan kumaş, pamuklu veya ipekli olabilirdi Selçuklular zamanından beri dokunan alaca kumaşı, kadın ve erkek giyimlerinde hırka, mintan, şalvar, entari gibi kıyafetlerde kullanılırdı.
Tekstilde Alacanın Anlamı
Birkaç renkli ipliğin bir arada kullanılarak dokunduğu kumaşlara genel olarak “alaca kumaş” denmektedir. Alaca köken olarak kırmızı anlamına gelen “al”10 kelimesinden gelmektedir. Çok renkli anlamına gelen “alaca” Anadolu’nun birçok yerinde kullanılmaktadır. Örneğin çok renkli kilime “alacalı kilim” ya da ikiden fazla renkli ipliklerle dokunmuş veya desenlendirilmiş bir çuvala “alacalı çuval /alaca çuval” denilmektedir.
Sözcük Anlamı, Tekstil Terimleri sözlüğünde birinci anlamı “Birkaç rengin karışımından oluşan, çok renkli” anlamında ifade edilmektedir. İkinci anlamı ise; “Birkaç renkli iplikten yapılmış dokuma”dır
Yerel kullanımda “alaca”; alaca bez, alacalı kumaş, alacalı don, alacalı kilim, alacalı çuval, alaca entari olarak değişik bölgelerde ad olarak karşımıza çıkmaktadır.
Alaca Dokuma Kumaş Çeşitleri
Tokat Alacası
“Tokat bölgesinde dokumacılığın yapıldığına dair en eski örnekler 1957 yılında Tokat’ın Erbaa ilçesi yakınındaki Horoztepe’de bulunan Tunç devrine ait kirman, Anadolu’da bulunan en değerli dokumacılık aletleri arasındadır. Tokat’ta tekstil el sanatları, özellikle el dokuması ve el baskısı ürünleri Osmanlı İmparatorluğunun her yerinde aranan kaliteli giyimkuşam örnekleri olmuşlardır.” Günümüzde ise el dokuması, diğer yörelerde olduğu gibi neredeyse tükenmektedir.
“Tokat Alacası” yazılı kaynaklarda geçmemesine karşın Tokat yöresinde sıkça görülmektedir. “Tokat Alacası” Tokat bezi olarak bilinmekle birlikte bugün Tokat’ın Merkez ilçesine bağlı “Günevi Köyü”nde üretilmektedir. Ayrıca alacanın farklı bir türüne yöre halkı “Zengin alacası” demektedir.
Günevi köyünde el dokumacılığı eskisi kadar olmasa da yoğun bir şekilde devam etmektedir. Günümüzde insanlar boş zamanlarını değerlendirmek amacı ile dokuma yapmaktadırlar. Bu nedenle el dokumacılığı köy halkı için önemli bir yer taşımaktadır.29 Yapılan dokumalar genellikle ihtiyaç için kullanılır. Ticari bir amaç için dokunmamaktadır. Bir tek “zengin alacası”ndan üretilen şalvarlar köye gelen ziyaretçilere satılmaktadır. Bu da her zaman mümkün değildir.
“Zengin alacası”nın diğer alacalardan ayıran özelliği karelerinin (ekose) daha küçük oluşu ve kendine ait bir renk özelliğinin olmasıdır. Alacada istenilen renkler bir arada kullanılırken “zengin alacası”nda belirli renkler kullanılır ve zemini kırmızıdır. Nadiren mavi olanı da görülmektedir. Zemini kırmızı olan “zengin alacası” genellikle kadın giyiminde şalvar yapımında kullanılır. Mavi olanı ise erkek gömleği olarak kullanılır. Diğer alacalar ise erkek dış giyiminin yanı sıra ev tekstili olarak üretilip kullanılmaktadır.
Gaziantep Alacası
1900’lü yıllarda 5000 tezgahın varlığından söz edilen Gaziantep’te dokumacılık en parlak dönemini yaşamıştır diyebiliriz. Esnaf cemiyetlerinin kurdukları yasaları yerine getirerek dış çevredeki dokumalara rekabet okuyacak duruma gelmişlerdir. 1900 yılından 1913 yılına kadar Halep dokumalarıyla bir rekabete girildiği ve sonunda Gaziantep Alacalarının Halep dokumalarından daha çok beğenildiği söylenmektedir. Bir dönem (I. Cihan Harbi sırasında) büyük düşüş yaşayan “alaca” dokumacılığı daha sonra yeniden canlanır ve eskisinden daha çok ilgi görerek büyük yükselişe geçer. Bunun birlikte 1935 yıllarında alaca dokumacılığının yanı sıra giyim-kuşam adına birçok ürün çeşitleri üretilmeye başlanmıştır.
1938’lerde tezgâh sayılarının düşüşe uğradığı fakat buna rağmen çalışan sayısının diğer yıllara göre daha fazla arttığı belirtilir. Ayrıca Gaziantep alacalarından, trikotaj, havlu, astar, sedirlik kumaş, poplinler, kuşaklar, satenler ve yazlık kumaşların üretildiği görülmektedir. 1954 ve 1968 yılları arasında Gaziantep dokumacılığı hayli düşüş göstermektedir. Kutnu-Alaca-Meydaniye kumaşlarının dokunmasında kullanılan tezgah sayılarının 500’e kadar düştüğü, bu nedenle de yıllık kumaş üretiminin bir hayli düşmesine rağmen diğer dokumalar faaliyetlerine devam etmiştir.
Gaziantep İl ve Turizm Müdürlüğünün hazırlamış olduğu Gaziantep El ve Ev Sanatları kitabında Kutnu kumaşının çözgü tel sayısı 4000, Meydaniye kumaşının çözgü tel sayısı 2000, Alaca kumaşının çözgü tel sayısı ise 3000 olarak belirtilmektedir. Bu üç çeşidi birbirinden ayıran özellik çözgü tel sayısının farklılığı denilebilir. Hammaddesi ipek + pamuk olan alacaların günümüzde floş + pamuk olarak dokunduğu tespit edilmiştir
Bu kumaşların teknolojik özellikleri üzerine hazırlanmış bir yayında, Gaziantep’te “alaca” kırmızı zemin üzerine sarı çubuk desenli olarak dokunan kumaşlara denilmektedir. Alacalar pamuklu ve ipekli alacalar olarak ikiye ayrılarak dokunmuştur. Aynı zamanda lacivert ve kahverengi zeminle dokunan alacada vardır.
Burdur Alacasi
Burdur’da her türlü desenli ve renkli kumaşlara “alaca” denilmektedir. Örneğin çizgili bir kumaşa veya düz zemin üzerinde çiçek vb. motifli bir kumaşta alaca grubuna girmektedir. Burdur’da yer alan bir atölyede üretilen, birbirinden farklı desenleri olan kumaşların adları; “kaydırmalı kilim desenli alacalar”, “alaca saçak bağlama”, “ham alaca kumaşı” biçiminde adlandırılmıştır. Bu kumaşlardan üretilen bazı giysilerde de alaca adı kullanılmaktadır; Alaca dokuma kaftan, alaca dokuma gelinlik gibi örnekleri görülmektedir. Bir türün ya da bir motifin adının olduğu bilinmemekle birlikte tümüne genel ad olarak “alaca” denilmektedir.
Burdur müzesinde gerek eski örneklerde gerekse müze atölyede uygulanmış yeni dokumalarda çizgili ve motifli dokumalar alaca olarak sunulmuştur. Halk kaynaklarında konunun Yerel ifade ile Alaca dokumacılık olarak yer aladığını ve alaca kumaş ve alaca dokuma sözlerine yer verildiğini belirtmişlerdir.