Sürdürülebilir Ürünler İçin Oluşturulan Standartlar
Üretilen bir ürünün çevresel, sosyal ve ekonomik olarak uygun şartlarda üretilmiş olduğunu belirleyen, sürdürülebilirlik kavramını kapsayan belirli standartlar oluşturulmuştur. Günümüzde artık tüketiciler daha sağlıklı ve çevreci tercihlere yönelmişlerdir. Doğaya ve insana saygı duyan üretim yöntemlerinden geçmiş ürünlerin diğer ürünlerden ayrılmasını sağlayan en önemli etken, ürünün üzerinde kullanılan etiketler ve bu etiket üzerinde yazan sertifikalardır.
C2C sertifikası
Cradle to Cradle Sertifikası (C2C) uluslararası alanda sürdürülebilir ürünlerin tanınması için oluşturulmuştur. Kâr amacı güdülmeyen, üretilen ürünlerin çevreye olan etkilerini inceleyen ve firmaların sürdürülebilirlik konusundaki yaptırımlarını yerine getirip getirmediklerini ölçen bir kuruluş olan The Cradle to Cradle Products Innovation Institute tarafından verilir. Tekstil sektörünün yanı sıra sağlık, otomotiv gibi sektörlerde de kullanılır. Bu sertifikayı alan firmaların belgelerini iki yılda bir yenilemeleri gerekir. Dolayısı ile bu enstitü firmaları kendilerini sürekli yenilemeye teşvik eder.
C2C sertifikasını alabilmek için gerekli kriterler;
- Üretilen ürünün içerisindeki hiçbir malzeme insan ve çevre sağlığı açısından olumsuz bir etki oluşturmaması. Olumsuz bir etki var ise, bu etki minimuma indirilerek yok edilmesi,
- Üründe kullanılan malzemelerin sürdürülebilirlik kavramına uygun şekilde tekrar ve tekrar geri dönüştürülerek kullanılması ve atık miktarının minimuma indirilmesi,
- Kullanılan enerjinin yenilenebilir olması ve karbon tüketiminin azaltılması,
- Oluşabilecek fazla su tüketiminin azaltılması ve suyu dengeli kullanımı,
- Sosyal sorumluluk kapsamında ürünü üreten insanlardan kullananlara kadar olumlu etkiler üzerinden süreç izlenmesi, olarak sıralanabilir.
C2C sertifikasının Basic, Bronze, Silver, Gold ve Platinium adını verdikleri seviyelendirme sistemleri vardır. Her bir seviye kendine ait kriterler barındırır. Tekstilde bu sertifikasyon sistemini Puma firması kullanmaktadır.
SAC-HIGG indeks
Sürdürülebilir Giyim Koalisyonu’nun (Sustainable Apparel Coalition) içerisinde tekstil firmaları, ticari birlikler, akademik enstitüler, Amerika Çevre Koruma Dairesi gibi kâr amacı gütmeyen üyeler bulunmaktadır. Amaç, Higg Index denilen markaların, perakendecilerin ve farklı büyüklükteki firmaların sürdürülebilirlik aşamasındaki performansını ölçebilmesi için geliştirilen araç yoluyla tekstil sektöründeki firmaların çevresel ve sosyal etkilerini ölçmektir. Firmaların tedarik zincirleri incelenip raporlanır. Bu şekilde sürdürülebilirlik raporları ortaya konulur. Nike, Puma ve C&A gibi büyük firmaların kullandığı bu sistemde Türkiye’den ISKO firması da bulunmaktadır.
GOTS sertifikası
Küresel Organik Tekstil standardı (GOTS), tekstil tedarik zincirinin hareketini inceleyerek son tüketiciyi doğru bir şekilde bilgilendiren ve üretimin sosyal ve çevresel olarak duyarlı yapıldığını gösteren bir standarttır. Girdi materyalinin izlenmesi ile tedarik zincirinin her bir adımında kullanılan kimyasal, çevresel ve sosyal kriterlere sahiptir. GOTS sertifikası alabilmek için üretilen üründe %70 oranında veya daha fazla organik materyal olmalıdır. Aynı zamanda kullanılan boyarmadde ve kimyasallar çevreye olumsuz etki bırakmamalıdır.
GOTS’a göre sertifikalandırmanın ilk adımına liflerin işlenmesi ile başlanır. Pamuk lifleri için çırçırlama, ilk işlem adımıdır. İpek lifleri için kozaların kaynatılması ilk adım olur. Yün lifi için ise yıkama ilk adımdır. İlk işlemde organik ve geleneksel liflerin aynı ortamda birbirine karıştırılmaması gerekir. Farklı depolama ve farklı üretim hatta ile bu sorun çözülebilir. Lifleri işleyen kişilerin organik ve geleneksel elyafı ayırt edebilecek seviyede olması gerekir.
Üretim yapılırken israftan kaçınılması, minimum su ve kimyasal kullanımı yapılarak bunun belgelendirmesi ve uygun koşullarda nakliye yapılması gerekmektedir. Nihai ürün elde edilene kadar bu belgelendirmeye ait koşullar yerine getirilmelidir.
GOTS tüketici ve üretici arasındaki güveni sağlayan bir sertifikasyondur. Üretici malını güvenceye alarak çevre dostu üretim yaptığının kanıtını bu sertifika ile sunar.
BCI sertifikası
Better Cotton Initiative (BCI) küresel kâr amacı gütmeyen pamuk üretiminde kullanılan dünyadaki en büyük pamuk sürdürülebilirlik standardıdır. Daha iyi pamuk platformuna erişimi sağlar. Markalardan gelen talepler üzerine üretilen pamuğun BCI sertifikalı olması için adımlar atılmıştır. Bu standart en az %70’i organik sertifikalı doğal liflerden üretilmiş ürünlerin tüm üretim aşamalarını kapsamaktadır.
BCI sistemi çevresel, sosyal ve ekonomik olarak sürdürülebilirliğin üç adımını da kapsayan bir uygulamadır. Daha önce bahsedilen temel ilkeler ile Better Cotton için gerekli küresel tanımların sağlanmasına yardımcı olurlar. Çiftçileri BCI yetiştirme konusunda geliştirir ve destekler. Çiftçiyi üretilen ürünü güvence altına alarak sürekli gelişmesi için destekler. Arz ve talebe göre tedarik zincirindeki izlenebilirliği kolaylaştırır. Şekil 2.4’te 2018-2019 sezonlarında BCI üreten ülkeler gösterilmektedir. Bu pamuk sezonunda, 23 ülkede 2,1 milyon lisanslı BCI çiftçisi 5,6 milyon ton Better Cotton üretmiştir. Bu, küresel pamuk üretiminin %22’sine denk gelmektedir.
İki ayrı etiketleme kriteri vardır;
- “Organik” etiket sınıfı 1; üründe en az %95 oranında sertifikalı organik lif bulunmak zorundadır.
- “Organik %’sı ile” etiket sınıfı 2; üründe en az %70 sertifikalı organik lif bulunmalıdır.
BCI üretim sistemini uygulayan çiftçi Better Cotton satma sertifikasına sahip olabilmekte ve bu sertifikayı kullandığını belirten logoyu da ürünlerinde kullanabilmektedir. Bu logo, sürdürülebilir pamuk üretim sistemini benimseyen çiftçilerde üretilen ürünlerin kullanıldığı anlamını taşımaktadır.
BCI logosu görülen ürünleri satın alarak BCI sertifikasına sahip üreticileri destekleyerek sürdürülebilirliğe az da olsa katkı sağlanabilir.
OCS sertifikası
Organik İçerik Standardı, organik ürün kullanımındaki güveni sağlamak amacı ile kurulmuştur. Nihai üründeki organik ürün miktarını doğrulayarak, üretimin başlangıcından itibaren tedarik zincirine kadar sertifikasyon yolu ile kolaylık sağlar. Üründeki organik materyal iddialarını ortaya çıkarmak için gönüllü üçüncü bir taraftır. Alınan bir üründeki organik madde miktarı için kurumlar OCS’den yararlanabilir.
Organik girdi malzemelerin tekstil tedarik zinciri boyunca hareketini izleyerek, üreticileri, markaları, tüccarları ve organik girişimde bulunanları destekler. Textile Exchange tarafından oluşturulan bu gönüllü standart sistemi herhangi bir ülkenin veya kurumun iç işlerine karışmadan ve yasal düzenlemelerini değiştirmeden yardımcı olan bir kuruluştur. Herhangi bir problem yaşandığında sertifikasyon kuruluşu Textile Exchange ile kontağa geçerek pratik çözümler bulmalıdır.
Textile Exchange kuruluşu 2003 yılında Organic Exchange adı altında kurulmuş kar amacı hedeflemeyen, üyelerin desteği sayesinde çalışan bir uluslararası organizasyondur. Sürdürülebilirlik alanında insanlara ilham vererek ve yardımcı olarak tekstil istihdam zincirine değer kazandırmak hedefidir.
Tekstil Borsası ve GOTS arasında bir anlaşma vardır, bu da sertifikalı bir organik tedarik zincirinin OCS ve GOTS sertifikalı tesislerin bir karışımına sahip olabileceği anlamına gelmektedir. Bir tedarik zinciri sadece GOTS sertifikasına sahipse, GOTS olarak tanıtılabilir. Bir tedarik zinciri GOTS ve OCS sertifikalı bir kombinasyon ise, sadece OCS olarak etiketlenebilir. OCS sertifikasının etiketi Şekil 2.6’da verilmiştir.
OCS etiketleme gereksinimlerinde logoyu taşıyacak tekstil ürününün uyması gereken kriterler vardır. Bunlar; ‘OCS 100’; logo sadece %95 veya daha fazla organik madde içeren ürün için kullanılır. ‘OCS Blended’; logo, geleneksel veya sentetik hammaddelerle harmanlanmış en az %5 organik malzeme içeren ürünler için kullanılır.
ECOVERO sertifikası
Çevreye duyarlı viskon elyafı üreten Lenzing firması sürdürülebilirlik konusuna yeni bir standart getirmiştir. Bu, jenerik viskona kıyasla Ecovero elyaf üretiminin sürdürülebilirliğini takip eden bir sertifikasyon sürecidir. Yenilenebilir ağaç kaynaklarından üretilen ecovero markalı elyafdan üretilen kumaşlar da ecovero sertifikasını alabilir. Ecovero sertifikası, müşteriye kontrollü ve sertifikalı ağaç ve ağaç hamurundan hammadde sağlandığını, üretimin her aşamasından dağıtımına kadar olan süreçte AB Eko-Etiketini taşıdığını ve nihai üründe net bir şekilde tespit edilebilme olanağını sunar.
Özellikle çevreye duyarlı olması, sürdürülebilirlik açısından bu sertifikayı ve Ecovero viskon elyafını önemli bir konuma koymuştur. Yalnızca çok düşük su ve enerji kullanarak sertifikalı ve kontrollü ağaç kaynaklarından üretilen lifler uluslararası kabul görmüş AB Eko-Etiketini taşımaktadır. Lenzing firması sürdürülebilir ve yenilenebilir ağaç kaynaklarından elde edilen hamuru, kontrollü yönetilen ormanlardan ağaç tedarik ederek yapmaktadır. Ecovero sertifikalı viskon elyafı, jenerik viskona göre %50 daha düşük oranda emisyona ve su tüketimine neden olmaktadır . Ecovero etiketi Şekil 2.7’de verilmiştir.
OEKO-TEX standart 100
Günümüzde artan sanayileşme ile birlikte tüketim ve üretim olanaklarının artması ve zaten kıt olan doğal kaynakların bilinçsizce kullanılması nedeniyle doğal denge bozularak çevre kirliliği oluşmuştur. Toplumun duyarlılığının artması ile beraber yeşil tüketiciler çevre hassasiyeti göstererek her geçen gün işletmelerinde duyarlılığının artmasına neden olmuştur. İthalat ve ihracat yapan firmaların uluslararası alanda ürünler üretebilmeleri ve yeni pazarlara çıkabilmeleri için çevre yönetim standardı belgelerine sahip olmaları zorunlu hale gelmiştir. Avrupa Birliği ülkelerinde ticaret yapabilmek için ülkemizdeki tekstil firmaları OEKO-TEX Standart 100 gibi çevre standardı sertifikalarına ihtiyaç duymaktadır. İşletmelerin bu sertifikaya sahip olma isteklerindeki en önemli etken ekonomidir. İhracatı arttırmak, müşteri tatminini sağlamak, sosyal sorumluluk ve sivil toplum kuruluşlarının baskısını hissetmemek için bu sertifikaya sahip olmaları gerekir.
OEKO-TEX Standart 100, uluslararası bir standart ve bağımsız bir sertifikasyon sistemidir. Bu standart, tekstil ürünlerinin tüm üretim basamaklarını (hammadde, ara ve mamul ürün) kapsayan uluslararası bağımsız bir denetleme ve sertifikasyon sistemidir. OEKO-TEX standardının geliştirilmesine etken olarak tekstil sektörü ve işletmelerine ürün temin eden tedarikçilerin ekolojik sistemi korumayı ve çevre kirliliğini azaltılmayı hedeflemesi görülmektedir.
OEKO-TEX Standart 100 sertifikasına (Şekil 2.8) sahip bir tekstil ürünü varsa, üründeki tüm iplikler, aksesuarlar (düğme, fermuar vs.) dahil olmak üzere ürünün tüm yapısının zararlı madde açısından test edilip onaylandığından ve sağlığa zararlı madde içermediğinden emin olunabilir. Test aşaması bağımsız OEKO-TEX enstitüleri tarafından kapsamlı olarak belirlenen kriterlere göre gerçekleştirilir. Prosedürde insan sağlığına zararlı olarak nitelendirilebilecek her türlü madde düzenlenip hesaplanmıştır. Standart içerisinde bulunan kriterler en az yılda bir kez güncellenerek yeni bilimsel bulgulara ve yasal gerekliliklere uyumluluğu denetlenip genişletilmektedir.
OEKO-TEX laboratuvar testleri birçok farklı parametreyi içerir ve tekstillerin kullanım amacını hesaba katar. Bir tekstil ürününün cilt ile teması ne kadar fazla olursa, bu ürün için sınır değeri o kadar yüksek olur.
FSC (Bamboo) sertifikası
1993 yılında kurulmuş olan Orman Yönetim Konseyi (FSC), dünya çapında uluslararası bir organizasyondur. Orman yönetimi ile ilgili standartların belirlenmesi, orman ürünlerinin etiketlenmesi ve belgelendirilmesi amacıyla kurulmuş kar amacı gütmeyen bir sivil toplum kuruluşudur. Kurulma amacı ilk olarak dünya ormanlarının tahrip edilmesidir. Vizyonu uluslararası ormanlar ile ilgili karar mekanizması olarak işletmelere ve tüketicilere yön vermek olarak belirlenmiştir. Amaçları; dünyadaki ormanlardan elde edilen ürünlerin doğru kullanılma standardının belirlenmesi ve yönetilmesi, kurumların uyumluluğunun bağımsız olarak denetlenmesi ve FSC standardına uygun orman ürünleri ile üretim yapan firmaların denetlenmesidir. Belirlenen standartlar ile firmalara yetki verilerek bu standarda uygunluk denetlenir.
FSC belgesi ile ormanların biyoçeşitliliği korunarak ekolojik sürece zarar verilmediği denetlenir. FSC sertifikasının logosu Şekil 2.9’da verilmiştir. Tekstil ürünlerinin yanı sıra tuvalet kağıtları, kitaplar, süt kartonu ve diğer gıda ürünlerine kadar birçok üründe bu standardı taşıyan etiketler görülebilir. Bu sertifikaya sahip olmak isteyen üreticinin öncelikle gözetim zinciri sertifikası alması gerekir. Bu sertifika ile ürünün FSC sertifikalı ormanlardan, yenilenebilir ve kontrollü kaynaklardan üretilen malzeme tedariği ve üretim süreci boyunca bu standart tarafından tanımlanan kriterlere sahip olduğu anlaşılır. Bu etiket sayesinde bitmiş üründe kullanılan malzemelerin menşei hakkında bilgi sahibi olunur.
100% FSC etiketini taşıyan ürünlerdeki tüm malzemelerin bu standardın bütün gerekliliklerini karşıladığı anlamına gelir. FSC geri dönüştürülmüş etiketini taşıyan ürünler, 100% geri dönüştürülmüş içeriklerden (geri kazanılmış malzemeler) yapıldığı anlaşılır. FSC Recycle ürünleri, geri dönüştürülmüş ürünlerin kullanımını arttırmaya yöneliktir.
FSC MIX etiketini taşıyan ürünler; hem FSC sertifikalı ormanlardan, hem geri dönüştürülmüş ürünlerden, hem de %100 FSC ile elde edilmiş malzemelerden karışım yapılarak üretilir.
Tekstil sektöründe kullanılan bambu ipliğinin yenilenebilir ve takip edilebilir ormanlardan elde edilmiş olduğunu gösteren bir belge olması nedeni ile üretici ve tüketiciler tarafından FSC belgesi istenmektedir. FSC belgesinin amacı kereste ve bunun dışındaki orman ürünlerinin; ormanın verimliliğine, biyolojik çeşitliliğine ve ekolojik süreçlerine zarar vermeden elde edilmesini sağlamaktır.
Bambu bitkisinin hızlı büyümesi ve erken olgunlaşması ile birlikte yenilenebilir malzeme olarak görülmesi yüksek verimliliğe sahip bir bitki olmasına sebep olur. Bu nedenle bambu, kâğıt, döşeme ve tekstil de dahil olmak üzere çeşitli ürünler için giderek artan kullanıma sahip bir elyaf kaynağı olmuştur. Bambu güçlü bir kök ağına sahiptir ve sadece dört yıl içinde odunsu/selüloz bakımından zengin elyafı için hasat için ekonomik olarak uygun olacak şekilde yeterli hacimlerde büyüyebilir. Hızlı büyüyen bambu bitkisinden elde edilen bu materyal, pamuğa nazaran daha az kimyasala ihtiyaç duyması ve daha ucuz olması nedeniyle gündeme gelmiştir.
Ancak bütün bambu bitkileri aynı özelliklere sahip değildir. Her ürüne benzer şekilde, bambu sürdürülebilir veya sürdürülemez şekilde yetiştirilebilir. Günümüzün çevresel beklentilerini karşılayacak şekilde yetiştirilen ve hasat edilen bambu ile sorunları daha da kötüleştiren bambu arasında ayrım yapmak önemlidir.
- Bambu ormanlarındaki ekosistemin doğal dönüşümünü destekleyen üretim ile doğru koşullarda yetiştirilmesi hedef alınmıştır. Tehlikeye girmiş ormanlardan hasat yapılmamalıdır. Hasadı yapılan bambu FSC sertifikalı olmalıdır.
- Sürdürülebilir lifler gibi bambu kaynağı da yasal olarak tedarik edilmelidir.
- Ekilecek bambu arazilerinin yerli ve geleneksel topluluklar tarafından önceden bilgilendirilmiş ve onaylanmış olması gerekir.
- Bambu, toksik emisyonları ve atık su sorunlarını gidermek ve ortadan kaldırmak için kapalı döngü kimyasal sistemine sahip sınıfının en iyi hamur tesislerinde işlenmelidir
- Bambu, ekiminin gıda ürünlerini değiştirdiği veya bölgesel su kaynakları üzerinde baskı oluşturduğu topraklarda yetiştirilmemelidir.
Sonuç olarak bambu, yukarıdaki beş kriter karşılandığı sürece, suni ve nesli tükenmekte olan ormanlardan yapılmış floş, viskon veya kâğıda güçlü bir alternatif olarak FSC sertifikalı üretilebilir.
GRS sertifikası
Global Recycled Standard (GRS) 2008 yılında Control Union tarafından oluşturulmuş bir standart olup 2011 yılında Textile Exchange’e devredilmiştir. Gözetim zinciri, sosyal ve çevresel uygulamalar ve kimyasal sınırlamalar ile geri dönüştürülmüş içeriğin üçüncü taraf sertifikasyon gerekliliklerini belirleyen uluslararası, gönüllülük esasına dayalı ürün standardıdır.
GRS, geri dönüşümün yapıldığı üniteden başlayarak nihai tüketiciye kadar olan zincirde sertifikasyona devam eder. GRS sertifikasına sahip ürünlerde en az %20 oranında geri dönüştürülmüş içerik olması gerekir. GRS logosunu kullanarak etiketleme yapabilmek için ise en az %50 oranında geri dönüştürülmüş içerik olmalıdır. Materyal toplama ve tasnif işlemi içerisinde olan birimler GRS sertifikasyonuna tabii değildir ve toplama aşamasındaki materyaller GRS’ye göre sertifikalandırılmayabilir. Uygulama alanı sadece tekstil ürünleri ile sınırlı olmayıp başta kâğıt, ambalaj, cam, plastik gibi ürünler olmak üzere çok geniştir.
GRS ürünlerinde kullanılmak üzere sağlanan tüm geri kazanılmış ürünler için yıllık bazında geri kazanım materyal formunun sunulması gerekir. Bu form GRS’ye göre akredite olmuş firmalara minimum 3 gün önceden haber verilerek denetim hakkı sağlanır.
Tüketim öncesi ve sonrası atıkların tanımlanması gerekir. Nihai tüketiciye ulaşıncaya kadar tüm üretim süreçlerinden çıkan atıklar ve ara ürün oluşturmada ortaya çıkan atıklar tüketim öncesi atık olarak tanımlanır. Son tüketiciye ulaşana kadar işlevini tamamlamış atıklar, tüketim sonrası atıklar olarak değerlendirilir. Kullanım dışı kalan geri dönüştürülebilir atık malzemeler çeşitli fiziksel ve kimyasal yöntemler ile hammadde olarak tekrar imalat süreçlerine kazandırılır.
Doğal kaynakların tükenmesi ve atık imha maliyetlerinin artması sebebiyle tekstil atıklarının geri dönüşümü veya yeniden kullanımı tüm dünyada giderek önem kazanmıştır. Asıl amaç; ürünlerin yaşam sürelerini uzatarak azami ölçüde fayda sağlamaktır.
Firmalar geri dönüştürülmüş ürünlerin girişinden çıkışına kadar bütün aşamaları gösteren bir geri dönüşüm prosedürü oluşturur. Bu prosedürde, geri dönüştürülmüş ürünün satın alma süreci, üretimi, satış süreci, belgelendirme adımları ve sorumlu kişiler belirtilir. Firmaların depo alanlarında ve proseslerin hiçbir aşamasında geri dönüştürülmüş ve konvansiyonel ürünlerin karışmaması gerekir. Depoda bulunan GRS ürünleri açık bir şekilde etiketlenmeli ve işlem zincirinin tüm aşamalarında tanımlanmalıdır. Ürünlerin sağlanacağı alanlar ayrılmalı, üretimin tüm aşamasında GRS ürününü belirten görsel levhalar uygulanmalı, üretim öncesi makine temizlenmeli, refakat kartlarında GRS ürünü olduğu belirtilmeli, görsel levhalar ile bekleme, taşıma ve depo alanları tanımlanmalıdır.
Firma, enerji ve su kullanımını aylık olarak kayıt altına almalıdır. Yıllık bazda belirlenen hedeflere ulaşıp ulaşmadığı izlenmelidir. Atık sular, harici bir su arıtma tesisinde, yüzey suyuna boşaltılmadan arıtılmalıdır. Periyodik olarak atık su analizleri gerçekleştirilmelidir. Hava emisyonları ile ilgili yasal gereklilikler sağlanmalıdır.
Sosyal gereklilikler;
- GRS’nin sosyal kriterleri ILO kurallarından yola çıkılarak düzenlenmiştir.
- Firma GRS’nin sosyal kriterlerine uyum için bir politika oluşturmalıdır.
- Sosyal uyumdan sorumlu en az bir kişi görevlendirilmelidir.
- Çocuk işçi çalıştırılmamalıdır.
- İşçilere sendikalara üye olma ve toplu pazarlık hakkı sunulmalıdır.
- Hiçbir şekilde ayrımcılık yapılmamalıdır.
- Zorla ya da borçlandırılmış işçilik uygulanmamalıdır.
- Çalışanın makul bir uyarı süresinden sonra işten ayrılma hakkına saygı duyulmalıdır.
- İş sağlığı ve güvenliği açısından oluşturulan risk analizi, acil durum eylem planları ve acil durum ekip listeleri güncel olmalıdır.
- İş Güvenliğinden sorumlu atanmış personel bulunması gerekmektedir.
- Çalışanlara gerekli kişisel koruyucu donanımlar verilmelidir.
- İşyeri çalışanlarına tıbbi hizmet sağlamalıdır.
- Ücret asgari ücretten daha düşük olmamalıdır.
- Firmada sigortasız çalışan bulunmamalıdır.
- Tüm çalışanların haklarının anlatıldığı belirsiz süreli iş sözleşmeleri olmalıdır.
- Çalışma saatleri ve fazla mesailer ulusal yasaya uygun olmalıdır.
- Temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimi ve kimyasallar ile çalışan personellere kimyasal eğitimleri verilmelidir
- Çalışma ortamındaki tüm tehlikeler giderilmiş olmalıdır.
Kimyasal gereklilikler;
- Firmanın kimyasal yönetim sistemi olmalıdır. Sistemden sorumlu kişi belirlenmeli ve uygulanabilir yasal gerekliliklere uyum sağlanmalıdır.
- GRS ürünlerinin işlenmesi esnasında kullanılan kimyasallar Reach Substances of Very High Concern’de (SVHC) yer alan maddeleri içermemelidir.
- GRS yasaklı ürünler listesinde yer alan ürünler de kesinlikle kullanılmamalıdır.
Ayrıca bir konfeksiyon firması iplikten kumaşa kadar her biri bireysel kendi sertifikalarına sahip firmalar ile çalışabilir. Bir konfeksiyon firması kendi sertifikasına işletmiş olduğu alt ünite olarak görünen fasonları ile doğrudan çalışabilir. Firmalar arası taşıma sertifikasına gerek yoktur.
Girdi alımından itibaren konfeksiyon firması ara ürünleri kendi deposuna çekerek alt üniteye gönderimi yapabileceği gibi doğrudan alt üniteler arası da gönderimi yapabilir. Son aşamada ürünlere taşıma sertifikası alınır.
Sertifika denetimi için;
- GRS sertifikalı firma her sene düzenli olarak en az bir kez denetimden geçmelidir.
- Denetimden önce firmanın lisans numarası alınmış ve sistem plan formunun hazırlanmış olması gereklidir.
- Devam kontrolü olan firmalar işleyişlerinde herhangi bir değişiklik oldu ise ya da standartlarda revize olması durumunda sistem plan formunu güncellemelidir.
EU Sertifikası
ECO Label™, ya da ekolojik etiketler, ürün ve hizmetlerin güvenilirliği için dünya çapında uygulanan gönüllü bir çevresel etiketleme ve belgelendirme yöntemidir. Ekolojik etiket, hammaddenin girişinden nihai ürüne kadar olan tüm süreçleri kapsamaktadır. Belirli bir ürün veya hizmetin genel olarak çevresel şartlara uygunluğu ve kullanım aşamalarındaki diğer ürünler ile kıyaslandığında çevreye daha az zarar vermesiyle birlikte önemli bir belgelendirme sistemidir.
ECOLABEL belgelendirme sisteminde farklı etiket sınıfları bulunmaktadır. Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından bu farklı etiket türleri sınıflandırılmıştır. Fakat hepsi genel olarak ortak bir hedefi paylaşır; çevresel etkisi doğrulanabilir ve yanıltıcı olmayan bilgiler olmalıdır. Amaç, çevre üzerinde daha az etki yapmak ve süreklilik açısından çevresel iyileştirme politikalarına teşvik etmektir. Akredite olmuş Ecolabel Enstitüsü, çeşitli belgelendirmeler ile bu yönde hizmet veren kuruluşları akredite eder ve yetkilendirir.
Tekstil ürünleri dışında Ecolabel sertifikası alınan ürün grupları aşağıdaki gibidir;
- Temizlik ürünleri
- Boyalar ve vernikler
- Elektronik ürünler
- Zemin kaplamaları
- Mobilyalar bahçe işleri
- Evsel kullanım ürünleri
- Endüstriyel yağlar
- Yatak takımları
- Kâğıt ürünleri
- Otel ve turistik tesisler
Tüm bu ürün gruplarının hizmetlerinin “Ekolojik” olarak nitelendirdikleri ürünlerinin tüketiciye karşı beyanlarında en güvenilir etiket için ve yaşama dayalı şeffaflık çerçevesindeki kriterleri sağladığını üçüncü taraf olarak bağımsız bir şekilde Ecolabel belirler. Bu yüzden potansiyel ticari engelleri önlemek ve dünya genelinde daha sürdürülebilir üretim yapabilmek için belirli kriterler Ecolabel tarafından oluşturulur. Belgelendirme çalışmaları ile hem tüketicilere güvenilirlik sağlar hem de işletmeler için birçok avantaj sunar.
Ecolabel etiketlerini gören tüketiciler, toksik olmayan temizlik maddeleri hakkında veya geri dönüştürülmüş ürünler hakkında bilgilenmiş olurlar. Atık azaltma ve enerji verimliliği konusunda sürdürülebilirliği destekleyerek tüketicileri bilinçlendirirler.
T.C.
BURSA ULUDAĞ ÜNİVERSİTESİ
FEN BİLİMLERİ ENSTİTÜSÜ
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TEKSTİL MÜHENDİSLİĞİ ANABİLİM DALI
Buğçe SEVİNÇ
(Danışman) Doç.Dr. Serpil KORAL KOÇ
BURSA – 2022
Kaynak: https://tez.yok.gov.tr