Tekstil malzemeleri mekan içerisinde kullanıcıya sağladığı fiziksel faydaların dışında dokusu, rengi ve deseniyle tercih sebebi haline gelmiştir. Estetik olarak mekânı zenginleştiren ve süsleyen bu özellikler kullanıcının, mekanı olduğundan farklı algılamasını sağlar. Desen etkisiyle bir odanın olduğundan daha büyük veya küçük algılanması sağlanırken, doku etkisiyle de sıcak veya soğuk etki uyandıran mekanlar oluşturmak mümkündür. Renk etkisi ise kullanıcının psikolojisini yönlendirici etkide bulunmaktadır.
Eşyalar ve mobilyalar, insanların çeşitli ihtiyaçlarına cevap vermenin dışında onların iç dünyasına ve beş duyu organına hitap etmektedir. Renk ve desen etkisiyle, görme duyusuna; malzemesiyle, dokunma duyusuna; ham maddesiyle, koku duyusuna ulaşarak sağladığı maddi fayda haricinde yaşam alanının bir parçası haline gelirler. Duyulardan beyne ulaşan mesajlar sayesinde hissettirdikleri duygular çevremizdeki yaşam alanlarına anlam katmaktadır. Tekstil yüzeylerine doku, renk ve desen birçok yöntem ile kazandırılmaktadır. Bu bölümde tekstilde doku, renk ve desen oluşumu açıklanarak, mekana ve kullanıcıya etkisi ele alınmıştır.
Doku Nedir?
Doğadaki tüm nesnelerin ve varlıkların, görme ve dokunma duyularıyla kavranabilen, iç yapı özelliklerini dışa vuran yüzeysel etkilerine doku denir. Her varlığın karakteristik bir dış yapısının olması, tanınıp diğer varlıklardan ayırt edilmesini sağlamaktadır. Doku, objelerin veya yüzeylerin sert-yumuşak, düz-pürüzlü, sıcak-soğuk olmalarını sağlar. Ayrıca doku, nesnenin kumaş, taş, ahşap, cam, halı, seramik gibi hangi malzemeden üretildiği hakkında bilgi verir.
Doku Çeşitleri
Doku; gerçek, görsel ve devingen dokular olarak üç sınıfta incelenir.
1. Dokunsal (Gerçek) Dokular
Göz ile görülebilen, dokunulduğunda girinti-çıkıntıları ya da yumuşaklığı sertliği hissedilen doku çeşididir. Doğal yollarla oluşmuş dokuların yanında insanlar tarafından üretilen yapay dokular da gerçek doku özelliği taşıyabilirler. Örneğin; keten kumaştan yapılan bir perdeye dokunulduğunda hissedilen keten bitkisinin lifsi ve pürüzlü yapısı, doğal doku; perde üzerinde uygulanan büzme veya pileleme işleminin oluşturduğu yüzey, yapay doku sınıfına girer. Her iki durum da gerçek doku olarak adlandırılır.
2. Görsel Dokular
Görsel dokular sadece göz ile algılanabilen, dokunulduğunda düz bir yüzeye sahip olan doku türüdür. “Yüzeylerin dokusu, tıpkı renk ve biçimlerde olduğu gibi ışıkla birlikte algılanır. Işığın etkisiyle oluşan çıkıntılı ve engebeli yüzeyler üzerindeki küçük gölgeler, doku etkisini meydana getirir. Parlak yüzeyler ışığı yansıtır, mat yüzeyler ise ışığı yutar. Yüzeyin yansıtma özelliklerine bağlı olarak ışığın hareketi dokunun görüntüsünde farklılıklar ve aldatıcı etkiler oluşturabilir.” Hareket etkisi sonucunda göz aldanması ile oluşan optik dokularda görsel dokular sınıfının içindedir. Temelinde hareket ve biçim değiştirme olan bu doku türü görsel anlatım dilinde çok etkili ve dikkat çekicidir. Dokusal yapıyı oluşturan birim biçimlerin matematik sistemlerle büyüyüp-küçülmesinin giderek değişime uğraması, belli merkezlerde toplanması, dağılması ve giderek döndürülmesi ile yüzeye optik hareket kazandırılabilir
3. Devingen Dokular
Dokunmanın mümkün olmadığı ve yalnızca görsel olarak algılanan dokulara devingen doku denir. Devingen dokuya su yüzeyindeki dalgalar örnek olarak verilebilir. Geçici bir süre için oluşan dalgalı yüzey, bir süre sonra değişerek düzgün ve pürüzsüz haline geri döner. Bu örnekteki gibi devingen doku oluşturan yüzeyler elle hissedilmemektedir.
Doku uygulamaları, yüzeylere estetik değerler kattıkları için mekanı olduğundan daha farklı gösterir ve iç dekorasyonda önemli bir yer alırlar. Öyle ki düz ve parlak dokulu yüzeyler, mekana serinlik katarken; pürüzlü ve girintili-çıkıntılı yüzeyler, sıcaklık katar.