Ortaçağ giyim özelliklerinin gelişmesinde, savaşların, salgın hastalıkların, milletlerin oluşmasının, milletler arası ticaretin ve teknik gelişmelerin etkisi olmuştur. Zengin sınıfların başlattığı pahalı ve gösterişli giyim tarzını alt sınıflar benimsemiştir. Bu dönemde Haçlı Seferleri’nin etkisiyle doğunun kumaşları batı modasını etkilemiş buna bağlı olarak da giyim ilk çağdaki sadeliğinden uzaklaşarak karmaşık özellikler göstermeye başlamıştır.
Bizanslılar da giyim (6.yy) Roma ve Doğu öğelerinin zengin bileşimi olarak gelişmiş, bu dönemde insanlar uzun kollu tunikler ve sagus (yarım daire şeklinde boyun bölümü oyuntulu ve sağ omuz üzerindeki broş ile tutturulan pelerin) giymişlerdir. Sagusun göğüs altına düşen dikdörtgen biçimindeki bölümüne tablion adı verilmektedir. Kadın ve erkekler tarafından ortak kullanılan bu giysi yaşlı, kadın ve önemli kişiler için uzun, gençler için ise kısa olarak kullanılmıştır.
Ortaçağda Romanesk Dönemi Kıyafet Özellikleri
MS. 1100-1300 yılları Romanesk Devre olarak adlandırılmaktadır. bütün Avrupa’da bayan giyimi henüz zarif ve süslü bir Biçim almış, giysilerde Çoğunlukla Nesil (kemer) kullanılmıştır. Romanesk dönemine değin giysiler Antik dönemden Bizans dönemine kadar olan ayrımlı giysi özelliklerini içinde barındırmaktadır. Giysilerde kullanılan şerit ve işlemeler bu döneme Bizanslılardan geçmiştir. Romanesk döneminde giysi ve kumaş üretimi Asil kişiler ve aileleri için yapılmıştır. yalnızca XI. Yüzyılda kentsel gelişime Enlem olarak dikiş atölyeleri kurulmuş ve keten, yün kumaşlardan giysiler yapılmıştır. İpek kumaşlardan giysiler ise yalnızca Varlıklı soylular için yapılmıştır.
Bayan giyiminde etek, yumuşak ve yeğni bir hareketle yere kadar uzanmış, üst giysilerde çok geniş olarak kullanılan kol ağızları işlemelerle süslenmiştir. Bu dönemde Haçlıların Nakit kesesi olan aumoniere’den esinlenerek scarcella ismi verilen bele kayışla asılan Nakit keselerini kullanılmıştır. Chaperon ismi verilen Kara başlıklı işlemeli pelerinler soylular tarafından giyilmiştir. Kadınların saçları örülmüş ve krepsin (ipek işlemeli kılıf Veyahut altın ağlar) içerisinde toplanmıştır. Bu saç biçimleri taç Veyahut halkalarla süslenmiştir. Bu dönemde erkekler Zimarra ismi verilen uzun tuniği şehir deri bir kayışla tutturarak kullanmışlar, deri eldiven ve çizmelerle giysilerini tamamlamışlardır.
1095 yılına gelindiğinde Haçlı Seferleri başlamış, Doğu’ya yapılan bu seferler sonucunda ipek kumaşlar ve pahallı ürünler Avrupa’ya getirilmiştir (Tarih Ansiklopedisi, s.274). Haçlı savaşçıları, önde ve arkada arması olan zırhlar giymişlerdir. Zırhın üzerine cotta ismi verilen yanları Aleni ve kolsuz özdeş vakitte zırhın güneşten gözü kamaştırmasını önleyen bir yelek giymişlerdir.
MS 987-1328 tarihleri arasında Fransa’da, derebeylik ve şövalyelik dönemi yaşanmıştır. bayanlar bliaud ismi verilen uzun düz giysiler giymişlerdir. Bliaud’un altına zırhlı yelekler giyilmiş, bu giysi beli iki kere saran ve sonrasın da önde bağlanan işlemeli kemerlerle kullanılmıştır. Bu dönemde erkekler bedene oturan ve diz üstüne kadar uzanan giysiler giymişlerdir. Bu giysiler biri bel Öteki bel altında kullanılan iki tür kemerle tutturulmuştur. Erkekler sakal bırakmış ve saçları kulak hizasında uzatmışlardır. Bu giysilerden bir tanesi tartan ismi verilen sol omuz üzerine yerleştirilip kolu serbest bırakan, pilili, yünlü ve ekose kumaştan yapılmış atkıdır.
Romanesk Dönemde İskoçya’da erkekler, kol ve bacak hareketlerinde rahatlık sağlayan giysiler giymişlerdir. Günlük olarak kullanılan bu giysilerin altına kilt ismi verilen pilili ekose etekler giymişlerdir. Ayrı olarak bu giysilerle beraber yün çoraplar ve keçi derisinden yapılan Nakit keseleri kullanılmıştı. Kilt, yanlarda bele sarılı, önde çapraz yapılan yarım metreye yakın etek boyu olan etek türüdür. Kiltlerin yanına kısa ve vücuda oturan külotlar giyilmiştir. Kalın yün çoraplarda jartiyer kullanılmıştır. 13. yüzyılda erkekler, belden aşağı daralan, hem kısa hatta uzun tuniklerle giyilebilen pantolonlar kullanmışlardır. Hem bayan hatta erkekler tarafından kolsuz, bele yarı oturan ve kalçaya kadar yanları yırtmaçlı olan cüppeler kullanmışlardır.
Ortaçağda Gotik Dönemi Kıyafet Özellikleri
Hayat şeklinin değişmesi giysilerin de değişmesine yol açmıştır. İnsanlar bu dönemde ağır kale duvarları arkasında yaşamaya başlamışlardır. Büyüklük duygusu, diri imgeler, Varlıklı bezemeler ve mistik dinsel coşku başlıca özellikleridir. Sivri kemerler ve ince payandalarla desteklenmiş kemerli çatılar gibi gotik mimarlık öğeleri Ortaçağ Katedrallerine yükseklik ve tanrıya ulaşma duygusuyla güzel duyu incelik kazandırmıştır. Bu tarz, Rönesans’la beraber başlayan simetrik ve geometrik bezemelerle özelliğini ve yaygınlığını yitirmiştir.
Gotik Devre, Ortaçağ’ın skolastik fikir tarzının baskısı altında kalan sanatı henüz geniş bir nazar açısıyla ele almıştır. Dinde şahsi gizemcilik sık sık vurgulanmaya çalışılmıştır. Doğanın çeşitliliğine de şahsi açıklar getirilmiştir.
Bu dönemde bayanlar içlerine smock ismi verilen boyu yere kadar uzanan bir çamaşır giymişlerdir. Bu giysinin üzerine dar kollu düşük ve önden birleşen yakalı paltolar giymişlerdir. Gotik dönemde İngiliz Asil bayanları desenlerle bezenmiş ceketler, erkeklerse bedene sıkıca oturan yelekler giymişlerdir. 14. yy’da bey ve bayanlar kot-hardi ismi verilen vücuda yapışan, diz boyunda, önden düğmeli, yakasız, kolları dirseğe kadar uzanan üst giysileri kullanmışlardır.
Kote-hardiler’de iki renk kullanılmış ve kıymetli kürklerle astarlanmıştır. Geniş görkemli ağır kumaşlardan tasaralanmış kote-hardiler’in üstüne aile arması işlenmiş yakası süslü bir bant ya da kordonla tutturulmuş pelerin giyilmiştir.
Erkek kot-hardiler diz uzunluğunda ve yanlardan dikişli olup önden düğmelerle kapatılmıştır. 1350 yılından sonra kot-hardi’ler daha da daraltılarak her kup ayrı renkte yapılmıştır. Terzilik sanatı bu dönemde gelişmeye başlamıştır.
Bu dönemde giyilen “flamboyant” (parlak, sivri burunlu, tabanlı çoraplar) bu etkinin yansımasıdır. Ayakkabıların ek tabanlı uçları at kılından yapılmış, giysilerin kol uçlarında mimari yapının etkileri görülmüştür. Kale burçlarındaki tour merlons adı verilen mazgal deliklerindeki motifler kol uçlarında tekrarlanmıştır. (Resim 1.10).
Klasik gotik dönemde kadınlar dar kollu, açık V yakalı, uzun etekli kostümler giymişlerdir. Yaka kenarı kürkle çevrelenmiş yaka açıklığı belde bitirilmiş, kalın bir kemerle bele oturtturulmuş, kadın siluetindeki görünüm Gotik mimariyle uyum sergilemiştir. İngiliz erkeklerinin giydiği yelek ve tunikler kalça altına kadar inmiş, etek ve kol kenarları dore veya kürk bordürlerle çevrelenmiştir. Bu dönemde parlak renkli tuniklerin içine robası pilili beyaz keten gömlek ve altına parlak dar pantolon giyilmiştir.
1360’larda vücudu saran, kolları erkeklerin kot-hardi’lerine benzeyen bir çeşit cübbe giyilmeye başlanmıştır. Bu paltolar, önde etek ucuna kadar düğmeli, kayık yakalı, etek ucuna doğru genişleyen bir modele sahiptir.
Gotik dönemine ait giysi dörnekleri Resim 1.11’de yer almaktadır.