RÖLYEF NEDİR? ÖZELLİKLERİ

rolyef kumaş
Tarafından | 13 Şubat 2022

Rölyef ile İlgili Tanım, Terim ve Kavramlar

Türk Dil Kurumunun resmi web sitesinde rölyef “Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri girintili çıkıntılı yüzeyler durumunda biçimlendirerek yapılan eser” olarak tanımlanmaktadır (TDK, 2019). Rölyef (Lat. relevare: yükseltmekten İt. rilievo) olarak da bilinir. Bir düzlem üstüne tasarlanıp gerçekleştirilen heykelcilik ürünüdür. Kabartmada, üç boyutlu heykele özgü niteliklerin yanı sıra perspektif gibi iki boyutlu resimsel öğelerden de yararlanılır.

Rölyef, sabit bir yüzeyin derinlerine inilmesi ile ortaya çıkan yükselme ve bu yükselmenin oluşturduğu girintili ve çıkıntılı yapılardır. Rölyef kavramında form, üç boyut veya hacim kavramlarından farklı bir yaklaşımla hareket etmektedir. Rölyefin form algısı, belirli bir düzleme bağlı olarak yükselen girinti ve çıkıntılar ile boyutlandırmadır. Dolayısıyla sabit bir düzleme bağlılıkla yaratılan algı, onu hacim veya üç boyutluluktan ayıran temel etkendir.

Çahan’a (2005) göre rölyef, diğer adıyla kabartma sanatının, Antik Yunan ve daha öncesinde eski Anadolu uygarlıklarına kadar dayandığı bilinmektedir. Rölyef, genellikle mimaride, heykel sanatında, madeni para ve kapı, pencere kanadı, rahle, dolap, çekmece gibi ahşap eşyaların yüzeyini kabartma şeklinde süsleme ve şekillendirmede kullanılmıştır. Rölyef, “ışık alan ve almayan yönlerin belirme derecesine, yüzey şekline göre genel olarak, alçak, orta ve yüksek kabartma” şeklinde tanımlandığında ise tekstil alanında da daha iyi ifade edilebilmektedir.

Rölyef bir düzleme bağlı olarak gelişen, bu düzlemin altında ya da üstünde, resim ve serbest heykel arasındaki derinlik alanında varlık gösteren yani iki boyut (düzlem) ve üç boyut (hacim) içerisinde tartışılan ancak abartılı, gelişmiş resim, az gelişmiş heykel ya da bunların bir karışımı gibi görülmemesi gereken bir sanat formudur. Rölyef heykel, iki ve üç boyutlu sanat formlarının özelliklerinin pek çoğunu içeren, bir zemin(fon-duvar) üzerinden yükselen, zeminden aşağıda gerçekleştirilen ya da her iki durumun da kullanıldığı form olarak açıklanabilir. Bu tanım, aynı zamanda rölyef çeşitlerini de belirler. Ancak genel çerçevede kesme, alçak, orta ve yüksek rölyef şeklinde yapılabilecek sınıflandırma bile durumu tam olarak tanımlamaya yetmez. Çünkü rölyef düzlemine giren ve çıkan her formun yükseklik derecesi, birbirinden farklı özellikler göstermektedir ve üç boyutlu bir mekânda zeminden aşağıda gerçekleştirilen rölyeften (kesme), serbest heykele kadar uzanan derinlik boyutu, genel kategorilere uymayacak çeşitlilikte ihtimaller sunar.

Dokuma Kumaşlarda Rölyef Çalışmalar

Rölyef/hacim/üç boyut şeklinde tanımlanan tekstil yüzeyleri 3 yöntem ile oluşturulmaktadır. Bu yöntemler; dokuma, örme ve dokusuz yüzey olarak sıralanabilir. Dokuma ve örme kumaşların temel elemanı ipliktir. İplik ise liflerin iplik ekseni doğrultusunda dizilerek birlikte bükülmesi ile oluşan bir alt yapıdır.

Dokuma yapı yüzeyinde dokunsal dokuların daha belirgin oluşmasında, atkı ve çözgülerin bağlantılar yaparak sağladığı örgü adı verilen iç etkileşimlere, ışık ve gölgenin sağladığı yüzeysel değişimler katkı sağlamaktadır. Dokumayla oluşan kaçınılmaz dokunsal etkilere ilave olarak farklı renklerde veya değerlerde atkı ve çözgü ipliklerinin kullanımıyla zemin ile üzerindeki biçimin ayrılması söz konusu olabilmektedir. Oluşturulan dokuma yapı yüzeylerinde görsel algılamaya dayalı bu etkileşimlerle de görsel dokular oluşturulabilmektedir.

Kumaşlarda kullanılan iplik ve iplik olarak kullanılan malzemeler kendi yapılarından kaynaklanan hacimli yapıları veya dokuma tezgâhında yapılan gerilim (tansiyon) ayarları ile üç boyutlu etki oluşumunda rol oynamaktadırlar. Tekstilde üç boyutluluktan bahsedildiğinde belirli bir derinlik, yükseklik ve genişliğin var olduğu, tekstil malzemeleri ile yapılan heykelsi yapılar akla gelmektedir. Hacim kavramı ise benzer şekilde, cismin uzayda doldurduğu boşluk olarak tanımlanmaktadır. Hacim, “nesnelerin uzayda yer kaplayan kitlesidir. Başka bir anlatımla, hacim dördüncü boyuta, yani mekân boyutuna sahip olmayan üç boyutlu bir nesnenin niteliğidir”.

Dokuma kumaşlarda üç boyutluluk, son yıllarda tekstil tasarımcılarının üzerinde ağırlıklı olarak çalıştıkları bir konudur. Kumaşın yüzeyinde rölyef, yüksek dokululuk, büzgü, kabarık ve havlı etki oluşturma yöntemlerini kullanarak üç boyutlu kumaş araştırmaları yapmaktadırlar. Bu yapıları oluştururken örgü sistemi ile birlikte özellikle çok katlı kumaş yapıları ile pike, pile gibi yüzeyde hacim etkisi uyandıran yapılardan da faydalanmaktadırlar.

Dokuma kumaşlarda sıklığın ve apre tekniklerinin de etkisinde uygun örgülerin kullanımı ile düz ve kaygan yüzeyler elde edilebildiği gibi, çıkıntılı, çöküntülü, gözenekli, hücreli, dişli pürüzlü, kabarık yüzeyler de elde edilebilir. Dokuma kumaşların yüzeyinde oluşturulan kabartma, alçaklık, yükseklik gibi özellikler dokuma eylemi ve sonrasında kazandırılan işlemler aracılığı ile fiziksel ve estetik anlamda rölyef algısını oluşturmaktadır. Rölyef algı, kumaşlardaki görsel ve fiziksel özelliklerle ifade edilen bir olgudur ve dokuma eyleminde kendi iç dinamikleri aracılığı ile tasarım öğeleri, örgü, iplik, sıklık vb. unsurların kullanıma bağlı olarak farklı yüzey etkileri ile sağlanmaktadır. Bazen tek bir faktör istenen rölyef etkinin oluşturulması için yeterli olabilirken, bazı kumaşlarda bu etki birkaç faktörün bir arada kullanılması ile daha da arttırılabilmektedir.

Dokuma kumaşlarda kullanılan değişik örgü düzenleri hacimli, rölyef yüzey dokularına çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle aynı alanda farklı karakterlerdeki örgü yapıları hacmin boyutunu daha belirgin hale getirmektedir. Örgü yapıları, yüzey dokuları oluşturarak ışığı değişik yönlerde ve miktarlarda yansıtıp çeşitli görünüm efektleri ya da etkileri oluştururlar. Kumaşların örgüsü, sadece görsel değil aynı zamanda fiziksel özelliklerini de etkileyebilmektedir. Kumaşın yapı planı, örgü ile tasarlanmaktadır. Örgü, kumaşın içyapısını etkilediği gibi iplik özellikleri ile birlikte yüzey yapısını da oluşturarak görünümünü büyük ölçüde etkilemektedir.

Rölyef dokumalarda iplik, ulaşılmak istenen kabarık ve hacimli yapının oluşumunda önemli bir faktör olduğundan, seçilecek ipliğin elyaf özellikleri dikkate alınmalıdır. Zamanla değişen kumaş yüzeylerinde parlak yanardöner etkiler, hacimli görünümler, şeffaf, akışkan yüzeyler ön plana çıkarken, kumaşın oluşum tekniğine göre dikkatli çeken kumaş çeşitleri önem kazanmıştır. Bunlar çok katlı kumaş yapıları, keçe gibi dokunmamış kumaşlardır.

Hacimli dokumaların oluşumunda ipliğin düzgünlüğü, sıklığı, hav yapısı, büküm yönü, dokuma esnasındaki uygulanan gerilim, fikseli olup olmadığı vb. durumlar dolayısıyla ipliklerin yakınlık uzaklık durumuna göre farklı yükseklik ve alçaklıklar meydana getirmektedir. Az bükümlü iplikler daha hacimli gibi görünüyor olsa da aslında sert tefe vuruşunun da etkisiyle iplikler birbiri üzerine daha çok binerek daha fazla girinti ve çıkıntılı yapılarda görünmektedirler.

Renge dayalı doku veya desen oluşturmaya yönelik dokuma yapılar, tek kat kumaş oluşturma teknikleriyle sınırlı olamayıp, çift kat, atkı ve çözgü takviyeli doku teknikleriyle de elde edilmektedir. Daha çok atkıdan ve çözgüden takviyeli ya da çok katlı kumaşlarda görülen bu durum, kullanılan farklı ipliklerle desteklenmektedir. Çift katlı kumaşlarda da farklı iplik cinsleriyle hacimli etkiler elde etmek mümkündür. Yüzey değiştiren çift katlı kumaşta farklı yapılarda iki ayrı atkı ipliğinden birinci kat için esnek olmayan bir iplik, ikinci kat içinse esnek bir iplik kullanıldığında esnek iplikler dokumadan sonra eski hallerine dönerek çekerler. Böyle bir durumda esnek olmayan atkı iplikleri çekmelerden dolayı kumaş yüzeyinde torba etkisi yaratarak hacimli bir görünüme kavuşur.

Dokuma kumaş yapısını oluşturan ipliklerin kumaş yüzeyinde sağladığı örtme, kumaşın önemli bir özelliğidir; çünkü kumaşın önemli bir fonksiyonu giysilik, perdelik ya da döşemelik olarak çeşitli yüzeyleri ve hacimleri örtmesidir. Kumaş yüzeyinde ipliklerin sağladığı örtme, iplik kalınlığına ve dokumada uygulanan iplik sıklıklarına bağlı olarak değişmektedir. Geçirgenlikle, kumaşta iplik aralıklarının düzen ve sıklığının ifadesi olan örtme faktörü arasında sıkı ilişki vardır. Işık geçirgenliği kumaşın belli bir alanından geçen ışık miktarı, yüzeydeki aydınlanma ölçüsüdür. Kumaşın saydamlık, yarı saydamlık ya da ışık geçirmezlik özelliği doğrultusunda genellikle sübjektif olarak değerlendirilmektedir.

Kullanılan sıklıklar kumaşa gevşeklik veya sertlik verebildiği gibi, örgü türüne göre kumaş yüzeyinde gözenekler, çöküntüler, çıkıntılar, dişler, kabarıklıklar oluşturmak ya da düzgün bir yüzey sağlama yönünde kullanılabilirler. Tansiyon farklılıklarının uygulandığı dokuma yapılarda çarpılmaların net bir şekilde oluşabilmesi için dikkat edilmesi gereken en önemli nokta, raporunda en fazla bağlantı olan, dolayısıyla en fazla yayılma olan bezayağı örgüsü ile bağlantı noktası hiç olmayan ya da çok az olan dokuma raporlarının birlikte kullanılmasının gerekliğidir.

Kumaşın doku ve görünümündeki rölyef etkisi, fiziksel bitim işlemleri aracılığıyla farklılıklar yaratan apreleme, fırçalama, kalandır vb. yöntemlerle yaratılabilir. Kumaşın dokusunu değiştirme amacıyla yapılan bu bitim işlemleri, istenen doku özelliklerine bağlı olarak uygulanabilir. Son yıllarda özellikle girintili çıkıntılı görünümler için bitim işlemleri kumaş modasında çok kullanılan manipülasyon uygulamaları ile de sağlanabilmektedir.

Takviyeli çözgü ve takviyeli atkı teknikleri, kuvvetlendirilmiş doku teknikleri veya çok katlı dokuma teknikleriyle dokuma yapı üzerinde doku ve ya desen bölgelerini daha belirgin halde oluşturmak mümkündür. Bununla beraber, bu tekniklerden faydalanarak zemindeki dokuma yapı üzerinde, tamamen farklı fiziksel ve görsel özelliklere sahip farklı dokuma yapıları oluşturmak, bağlantı yapmayan ve dokumaya katılmayan atkı veya çözgü iplikleri ile yüzmeler elde etmek, pile (katlamalı) yapılar oluşturmak kuvvetli dokusal etkiler sağlamak için başvurulan yöntemlerden bazılarıdır.

Kumaş yapısına bağlı olarak üç boyutluluktan bahsedilecek olursa; tek katlı kumaşlardan balpeteği, leno, etamin gibi yapılar sahip oldukları pürüzlü yüzey ile düz kumaşlardan ayrılırlar. Ayrıca, özellikle atkı ipliği olarak kullanılan malzemenin kendi dokusundaki havlılığın, düzgünsüzlüğün veya tekstüre etkilerin kumaşa ilave bir doku kazandırdığı söylenebilir. Özel bağlantılı dokuma yapılarında; başta pike, pile ve havlı yapılar olmak üzere, bağlantı iplikleri ile kumaş yüzeyinde alçak ve tümsek alanların bir arada bulunmasında etkin olurlar.

rolyef 2

Resim 2.4. Bal peteği çalışması bal peteği örgülü endüstriyel dokuma

Bal peteği örgüler olarak da bilinen bu grup örgüler gözenekli bir kumaş yapısı oluştururlar. Örgü yapısında kare biçimli hücreler oluşturmak için bir hücrenin karşılıklı iki yan yüzeyini oluşturan ve merkeze doğru kısalan çözgü atlamaları düzenlenir. Böylece, merkeze doğru kısalan atkı atlamaları da kendiliğinden oluşmuş olmaktadır.

Dokumada Rölyef Etkiyi Oluşturan Faktörler

İplik ile Rölyef Etki: Dokuma kumaşlarda rölyef yapıları elde etmede iplik önemli bir faktördür ve bunu destekleyen pek çok kaynakta belirtildiği gibi “dokuma kumaş oluşturma sırasında hammadde ve ondan elde edilen iplik, kumaşın kimyasal, fiziksel ve görsel yapısında birinci derecede rol oynamaktadır”.

Dokuma yapılarda en az iki farklı iplik grubu yani atkı ve çözgü ipliği kullanılarak tekstil yüzeyleri oluşturulmaktadır. Kumaşlardaki rölyef algı ise atkı veya çözgü ipliği ya da her ikisi ile kazandırılabilmektedir. Atkı ipliği çözgü ipliğine kıyasla dokuma sırasında fazla gerilime maruz kalmamakta, bu yüzden yumuşak bükümlü, hacimli ve dokulu olabilmektedir. Kopma mukavemeti gerektirmediğinden malzeme çeşitliliği açısından oldukça zengindir. Standart iplikler yerine farklı elyaf, bakır, alüminyum tel, kağıt, misina vb. malzemeler yüzey oluşturmada hem girinti çıkıntı sağlamakta, hem de kumaşa görsel bir zenginlik katmaktadır. Atkıda kullanılan pek çok iplik rölyef algının derecesini arttırmaktadır. Dokuma kumaşlarda farklı özelliklere sahip ipliklerin kullanımı dokusal alanların belirgin olmasına neden olmaktadır. Bu özellikler elastan ipliklerin, sık bükümlü, bükümsüz, hacimli, havlı, nopeli, tüylü, elyaflı, yumuşak ya da sert malzeme ile efektlendirilmiş, rölyef, esnek vb. şeklinde iplikler kullanılarak dokunması ile daha çok artırılabilmektedir.

Rölyef kumaş oluşturma yöntemlerinden bir diğeri dolgu ipliği kullanımı ile hacim elde edilmesidir. Dokuma esnasında çift kat tekniği kullanılarak desen oluşumu için ortadan bağlama yöntemi uygulanır. Desenin olduğu alanın içindeki boşluk yani torba yapı dolgu ipliği ile doldurulur, bitim işlemlerinde sıcak ve buhar etkisi ile dolgu ipliği şişer ve hacimli bir yapı elde edilmesi sağlanır. Dolgu ipliği ile rölyef etki yaratılabileceği gibi, kullanılan iplik özelliğine bağlı olarak sonrasında yapılacak işlemlerle bu etki artırılabilmektedir.

Dokuma Örgüsü ile Rölyef Etki: Dokuma kumaşlarda kullanılan değişik örgü düzenleri hacimli, rölyef yüzey dokularına çok büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle aynı alanda farklı karakterlerdeki örgü yapıları hacmin boyutunu daha belirgin hale getirmektedir. Örgü yapıları, yüzey dokuları oluşturarak ışığı değişik yönlerde ve miktarlarda yansıtıp çeşitli görünüm efektleri ya da etkileri oluştururlar. Kumaşların örgüsü, sadece görsel değil aynı zamanda fiziksel özelliklerini de etkileyebilmektedir. Kumaşın yapı planı, örgü ile tasarlanmaktadır. Örgü, kumaşın içyapısını etkilediği gibi iplik özellikleri ile birlikte yüzey yapısını da oluşturarak görünümünü büyük ölçüde etkilemektedir (Berber, 2019: 42). Tek katlı kumaşlardan balpeteği, leno, etamin, sünger gibi yapılar sahip oldukları pürüzlü/rölyef yüzey ile düz kumaşlardan ayrılmaktadır. Kullanılan dokuma örgüsüne ek olarak atkı ipliği olarak kullanılan malzemenin havlılık, düzgünsüzlülük veya tekstüre etkilerinin kumaşa ilave bir hacim kazandırdığı söylenebilir. Özel bağlantılı dokuma yapılarında; başta pike, pile ve havlı yapılar olmak üzere, bağlantı iplikleri ile kumaş yüzeyinde alçak ve tümsek alanların bir arada bulunmasında etkin olurlar.

Etamin dokular, krep örgülerden daha yüksek rölyef etkisi oluşturulabilen örgü raporlarına sahiptir. Dokuma yapısının görünümü zeminden yükselmiş çözgü ve atkı yüzmeleri şeklindedir. Krep örgüler, temel örgüler gibi düzenli bir rapora sahip olmayıp, örgü raporu içinde belirli bir düzeni olmayan bağlantı noktalarıyla elde edilmektedir.

Brokar dokuma tekniği adı da verilen teknikle oluşturulan dokuma yapılar ile çok belirgin fiziksel dokulu yüzeylerin oluşumu sağlanabilmektedir. Ayrıca brokar tekniği ile de atkı takviye yönteminde hacimsel etkiler yakalanabilmektedir. “Bu hacimli yüzey etkisi, özellikle dolgu atkılarının bükümsüz ya da az bükümlü liflerinin kabarıklıkları ile sağlanmaktadır”

rolyef

Resim 2.5. Termoplastik iplik ve polyester ile dokunmuş kumaşın ön ve arka yüzü

Isı ile Rölyef Etki: Termoplastik özellikli ipliklerin dışında ipliklerle de rölyef yapı elde etmek mümkündür. Günümüzde iplikler doğal ya da sentetik kökenli hammaddelerden üretilmektedir. Rölyef dokular oluşturmak için bu hammaddelerin iplik türlerini bir arada kullanıp, çeşitli özelliklerinden faydalanarak farklı toplama biçimleri oluşturmada bitim işlemleri önemli bir faktördür.

Termoplastik malzemelere kalıp döküm tekniği ile form verilmesi, giysi formlarının oluşturulmasına da olanak vermekte, üç boyutlu dikişsiz giysi tasarımlarının gerçekleştirilmesini sağlamaktadır. Teknoloji, sunduğu imkanlarla tasarıma ve modaya ilham vermektedir.

Termoplastik özellikli liflerle (ısı verildiğinde esneme ve erime gibi fiziksel değişimler gösteren lifler) dokunmuş kumaşlara sonradan ısı ile müdahale edildiğinde rölyef kumaşlar ortaya çıkmaktadır

Bitim İşlemleri ile Rölyef Etki: Bitim işlemleri, estetik ve fonksiyonel açıdan kumaşın kalitesini yükseltirken, kumaşa kolay bakım özellikleri sağlaması açısından fonksiyonel, tutum özellikleri yanında görsel ve fiziksel açıdan pek çok yenilik kazandırmaktadır. Bitim işlemleri sonucunda kumaş yapısı tanınmayacak hale gelebilir, hatta küçük bir uygulama bile büyük değişimler yaratabilmektedir. Genellikle yüksek su buharı, sıcak uygulama ve kimyasallar ile uygulanmaktadır. Kumaşın doku ve görünümündeki rölyef etkisi, fiziksel bitim işlemleri aracılığıyla farklılıklar yaratan apreleme, fırçalama, kalandır vb. yöntemlerle yaratılabilir. Kumaşın dokusunu değiştirme amacıyla yapılan bu bitim işlemleri, istenen doku özelliklerine bağlı olarak uygulanabilir. Son yıllarda özellikle girintili çıkıntılı görünümler için bitim işlemleri kumaş modasında çok kullanılan manipülasyon uygulamaları ile de sağlanabilmektedir.

Tansiyon ve Gerginlik Farklılığı ile Rölyef Etki: Kumaşın yüzey görüntüsü olarak tanımlanan doku, görüntüyü oluşturan ipliklerin, örgü sıklığı aracılığıyla birbirini örtme faktörüyle oluşmaktadır. Kumaşın sıklığı ile doğrudan ilgili olan örtme faktörü, rölyef için önemli bir etkendir. Kumaş sıklığı da kumaşın görünüm ve tutumu üzerinde rol oynayan faktörlerdendir. Sıklığı arttıkça kumaş ağırlaşarak daha sert ve sıkı görünürken, gevşek yapıdaki kumaşlar, daha yumuşak, kaygan ve akıcıdırlar.

Kullanılan sıklıklar kumaşa gevşeklik veya sertlik verebildiği gibi, örgü türüne göre kumaş yüzeyinde gözenekler, çöküntüler, çıkıntılar, dişler, kabarıklıklar oluşturmak ya da düzgün bir yüzey sağlama yönünde kullanılabilirler.

Tansiyon-gerginlik farkları, ulaşılmak istenen kumaşların tutumu, sertliği, saydamlığı, örgü özellikleri açısından önemlidir. Tansiyon, gerek dokuma gerekse örme tekniğiyle kumaş oluşumunda, ipliğin makinenin geometrik sınırlamaları altında uyguladığı kuvvetlerle kumaş dokusunun biçim değiştirerek belirli bir yapı içine zorlanması olayıdır. Atkı ve çözgü ipliklerinin bağlantı yaptıkları bölgelerde kesişmelerinden dolayı birbirinden uzaklaşması, bağlantı yapmadan yüzen iplik gruplarının ise birbirleri üzerine yığılması ile oluşan durum sonucu dokuma yapıda tansiyon farkları oluşmaktadır. Bunun sonucu dokunmuş yapıda çarpılmalar meydana gelmektedir.

Tansiyon ve gerginlik (iplik tansiyonu) farklılıkları ile elde edilen en tipik bileşik yapılar pile ve pike dokumalardır.


ANK HBV ÜNV

Merve GÜNDOĞDU
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Fatma Nur BAŞARAN
YÜKSEK LİSANS TEZİ
TEKSTİL TASARIMI ANABİLİM DALI
OCAK 2022

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir