Kıyafette Olması Gereken Ölçü ve Özellikler
Giyinmek insan için soğuk-sıcak, kar ve yağmur gibi tabii etkenlerden korunmak, örtünmek, şekil ve güzellik kazanmak gibi ihtiyaçlarını karşılamaktır. İnsanın elbiseleri bir manada onun evine benzetilebilir. “Elbise insanın “ilk evi”, hatta daha özel bir evidir. Çünkü insan ilk önce elbisesi içinde, sonra evinde oturur.”
Bütün bunlar göz önünde bulundurulduğunda kıyafette birtakım ilkelerin bulunması gerekmektedir. Onlardan bazıları şunlardır:
- a) İnsanın Bedenini Kapatmalı (Avret şartlarına uyulmalıdır.)
- b) İnsanın Bedenini Göstermemeli (Şeffaf olmaması esastır.)
- c) İnsanın Sağlığını etkilememeli
- d) Dikkat Çekmemeli (teberrüc)
Peygamberimiz (s.a.s.) kıyâfetin seçimi ve giyiminde bazı edep kurallarından bahsetmiştir. Bunlardan biri, giyimde israf edilmemesidir. Nitekim Peygamberimiz (s.a.s.) “Yiyiniz, içiniz, tasadduk ediniz, israf etmeden giyiniz” buyurmuştur.
İkincisi; yeni bir elbise alındığında dua edilmesidir. Ebu Said el-Hudri’nin şöyle bir rivayeti bulunmaktadır. Resulullah (s.a.s.) yeni bir şey giyeceği zaman gömlek veya sarık ise onun ismini anar şöyle dua ederdi. “Allah’ım sana hamd olsun, bunu bana sen giydirdin. Senden onun hayrını ve yapılış gayesindeki hayrı istiyorum. Bunun ve yapılış gayesindeki şerrinden sana sığınıyorum.”
Üçüncüsü giyinmeye sağdan başlamaktır. Hz. Aişe (r.anh)’dan rivayet edildiğine göre Rasulullah (s.a.s.) “abdest almakta, saçını sakalını taramakta, ayakkabı giymeye başlamakta sağdan başlamayı severdi” demiştir.
Dördüncüsü bir kısım hadislerde yırtıcı hayvan derileri ile yapılmış eşyaları kullanmaması gerektiği belirtilmiştir. Peygamber (s.a.s.) yırtıcı hayvanların derilerinden yapılan elbiseleri, ayakkabıları giymeyi yasaklamıştır. Hatta üzerine binilmesi için yapılan kaplan derisinden yapılan eyere binmeyi de yasaklamıştır.
Mezheplerin genel görüşüne göre tabaklanmış olması şartıyla (bazı görüş farklılıklarıyla domuz ve köpek hariç) hayvanların derisi temizdir. Buna delil olarak gösterilen rivayet Peygamberimiz (s.a.s.)’in “Deri tabaklandığı takdirde temizlenir” demesidir.
Bu konu ile ilgili son olarak şunları eklemek faydalı olacaktır. Avret yerlerini örten ve soğuk ile sıcaktan koruyan giysi farzdır. Bu giysinin evlası pamuk, keten veya yünden yapılmış olanıdır. Yeşil renkli elbise giyinmek sünnet; beyaz veya siyah renkte olan elbise giyinmek ile süslenmek ve Allah’ın nimetini izhar etmek için giyinmek müstehabtır. Cuma ve bayram günleri ile insanlarla toplanıldığında süslenmek için güzel elbiseleri giyinmek mubahtır. Kibirlenmek/böbürlenmek için giyinmek mekruhtur.
Erkeklerin ipekli giysiler giymesinin helal olmadığı konusunda icma vardır. Bazı fıkıh bilginleri altını da katarak erkekler için ipek ve altından elbise giyinmenin haram olduğunu söylemişlerdir.
Namazda Kıyâfetin Asgari Ölçüsü
Namazda kıyâfetin ölçüsü konusunda erkek ve kadın açısından farklılıklar vardır. Daha önce de ifade edildiği üzere bu ölçüden maksat fıkıh literatüründe setr-i avret olarak ifade edilen ve farz derecesinde yapılması istenen ölçüdür. Setr-i avret konusu ile ilgili bazı ayrıntılarda fukâha arasında görüş ayrılıkları bulunmaktadır. Daha önce setr ve avret kavramları ile setr-i avret tamlaması hakkında bilgi verilmiş avret yerlerini örtmenin farz olduğu bildirilmiştir.
Erkeklerde Kıyâfetin Asgari Ölçüsü
Erkeklerin kıyâfetin asgarî ölçüsü ilgili rivâyetler çerçevesinde şekillenmiştir. Bir rivayette Peygamberimiz (s.a.s.), mescitte uylukları açık halde uyuyan suffe ashabından Abdurrahman b. Cerhed’in yanına gelmiş ve “uylukların avret olduğunu bilmiyor musun” diye onu ikaz etmiştir. Yine başka bir rivayette Peygamberimiz (s.a.s.)in uyluğu açık halde iken Hz. Ebû Bekr (r.a.), girmek için müsaade istediğinde izin vermiştir. Uyluğun avretten sayılıp sayılmaması konusunda farklı görüşler ileri sürülmüştür. Ebû Hanîfe, İmam Şâfiî ve İmam Malîk’in sahih görüşlerine göre uyluk avrettir.
Kadınlarda Kıyâfetin Asgari Ölçüsü
Dönemin sosyal yapısı gereği kadının kıyâfetinde ortaya çıkan farklılıklar vardır. Bu sebepten dolayı kadının avretini, hür – cariye olarak ve mezhepler arası ihtilafları da anlatılarak ele alınacaktır. Hanefî mezhebine göre cariyenin avreti, erkeğin avretinden farklı olarak sırt ve karın bölgesidir. Genel kabule göre hür kadının avreti elleri ve yüzü hariç bedenin tamamıdır. Ayakların avret sayılması ise ihtilaflıdır. Bir görüşe göre ayaklar namaz dışında avret; namazda ise avret sayılmamıştır. Faziletli olan örtülmesi olmakla birlikte bir rivayete göre kadının dirseklere kadar (zira‘) kolları avretten sayılmamıştır. Bu görüşe gerekçe olarakta o kısmın açık ziynet sayılması ve yemek pişirmek ve ekmek yapmak gibi hizmetlerin yürütülmesinde açılmasına ihtiyaç duyulması gösterilmiştir.
T.C.
KAHRAMANMARAŞ SÜTÇÜ İMAM ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEMEL İSLAM BİLİMLERİ ANABİLİM DALI
Hatice DOĞRU
YÜKSEK LİSANS TEZİ