Ortadoğu Ülkeleri Tekstil
Geniş bir coğrafi alanı kapsayan Orta doğu sınırları içerisine, Afganistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Irak, İran, Afganistan, İsrail, Katar, Kuveyt, Lübnan, Suudi Arabistan, Suriye, Türkiye, Umman, Ürdün, Yemen, Tunus, Cezayir, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Bahreyn, Mısır, Pakistan, Hindistan, Sudan, Fas gibi ülkeleri almaktadır. Kültür olarak birbirlerine çok benzedikleri için bu bölümde genel olarak ‘Orta doğu’ başlığı içerisinde giyim kuşam tarihlerinden, kumaş dokumalarından ve aksesuar kullanımlarından bahsedilecektir.
Ortadoğu Giyim Kuşam
Bahsi geçen devletlerle ilgili yapılan detaylı literatür taraması sonucu bu devletlerin tamamıyla hakkında giyim kuşam tarihleriyle ilgili yapılmış spesifik yayınlara rastlanmamıştır. Bu başlık altında Britisth Museum ve Victoria and Albert Museum Orta doğu tekstil koleksiyonlarının kataloglarından ulaşılan görseller ve diğer yayınlardan giyim kuşam kültürleriyle ilgili çıkarımda bulunulacaktır. Öncelikle antik mısır uygarlığıyla ilgili bilgileri, mezar resimlerinden, papirüs belgelerinden, heykeller ve freskler aracılığıyla elde edebiliriz. Bu bilgilerden hareketle, Eski Mısır’daki toplumda erkekler ile kadınların aynı tipteki giysileri giydiklerini söylemek mümkündür.
Giysilerdeki en temel farklılığın bel çizgisi kısmındadır. Kadınların giysilerinin yüksek bel çizgisi bulunurken, erkeklerin giysilerinde bel çizgisi kalçanın hizasında sonlanmaktadır. Bu giysi formunun kalça ve beli oldukça dar olmaktadır. Uzun siluetli drapeli giysilerinde ise omuzların, kare görünümüne vurgu yapılmaktadır. Bunun yanında kadınların giysileri, boyutları açısından da farklı olmakta ve vücudun tamamını örtmektedir.
Mısırlıların giysileri, kesimler ve stilleri ile benzerlikler göstermelerine rağmen drape ve piliseler ile giysi formlarında farklılıklar yaratarak hareket kazandırmışlardır. ‘’Drape’’, kumaşa döküm ve katlı bir form vermek için kullanılmaktadır. “Pilise” ise, katlama ve belirli bir düzene göre kumaşlara kıvrım verilmesi amacıyla kullanılmıştır. Mısırlılardaki piliseleme işlemlerini, M.Ö. 3000’li yıllarda üretilen keteni, Nil nehri yataklarında sıcak taşlar ile sıkıştırmak suretiyle yaptıkları bilinmektedir.
İlk Krallık Döneminde (M.Ö. 2830 – 2530 arasında) alt tabakadaki insanların çıplak oldukları, üst tabakadakilerin ise örtünme maksatlı giyindikleri bilinen bir gerçektir. Daha sonraki dönemlerde ise peştamaller (Şenti), önlükler veya kısa ceketler giysiler arasında yerini almıştır. Orta Krallık Dönemlerinde kadınlar, göğüs bölgesinden ayak bileklerine uzanmakta olan “tunik” formlu kıyafetleri kullanmışlardır. Omuzlar ile göğüsleri açık bırakan bu tuniklerin tekli veya çift askılı olarak omuzlardan tutturulmak suretiyle kullanılmıştır.
İlerleyen dönemlerde bu kıyafetlere uçlarının önden ayaklarına sarkan kemerlerin de eklendiği görülmektedir. Yine aynı dönemlerde kadınlar ile erkekler yaygın olarak ‘pelerin’ kullanmıştır. Bu pelerinlerin, dairesel ya da dikdörtgen şekilleri ve orta kısımlarında baş için bir açıklığı yer almaktadır. Yeni Krallık Döneminde (M.Ö. 1090 – 945), kadın ve erkekler tarafından elbise üzerine drapeli kumaşları veya şalları kullanılmıştır.
Üst kısmına genellikle kalın ve ağır kumaştan gömlekler, alt kısımlarına ise şeffaf etekleri giymişlerdir. Fakat, XVIII. Sülale Dönemi ortalarına doğru rahat, hacimli, ince ve genellikle de pilili giysilerin kullanılması tercih edilmiştir.
Genel olarak, vücuda yapışık olarak tasarlanmış, uzun, ince ve şeffaf bir kumaştan yapılmış. Etrafı işlemeler çevrili, genellikle geometrik desenlerle bezenmiş giysiler giyildiği söylenebilir. Prensesler böyle şekildeki giysilerine, bazen altın ve boncuklar ile işlenen şerit bordürleri ilave etmişlerdir. Yeni Krallık Döneminde (İsa’dan Önce 1555-1090) sade formalar terk edilerek daha gösterişli giysiler kullanılmıştır. Daha ziyade ketenden üretilmiş, pilili, uzun ve şeffaf giysilerin kullanımı daha fazla tercih edilmiştir.
Antik mısırdan ikliminde etkisiyle başlayan bu rahat ve uçuş uçuş giyinme geleneği günümüzde de hala Arap emirlikleri gibi çöl iklimi etkisi altındaki bölgelerde yaşayan yerel halk tarafından popüler giyim tasarımları da takip edilse de kullanılmaya devam edilmektedir. Daha çok beyaz renkli düz inen peştamallar/tunik elbiseler hala kullanılmaktadır.
Günümüzde bile antik dönem mısır giyimi, hem dokuma hem kıyafet hem de dekorasyon ögeleri olarak sıkça kullanılmaktadır. Antik mısır ve yunan tarzı kıyafet tasarımları oldukça popülerdir. Mısır resim sanatının görselleriyle bezeli dekorasyon ürünleri ve kumaş tasarımları da çağımız tasarım ve dokuma kültürü arasında yerini almıştır.
Özellikle antik mısır döneminden başlayarak ele aldığımız giyim modasında İran ve Irak etkisinden dönemin minyatür görselleri üzerinden ve Britisth Museum, Victoria and Albert Museum Orta Doğu tekstil koleksiyonlarının kataloglarından elde edilen görseller üzerinden okuma yaparak bahsedeceğiz.
Resim 27’de görüldüğü üzere, Osmanlı topraklarındaki geleneksel giysi formları bu coğrafyada da çok benzemektedir. Dış kaftan, iç entari/gömlek, şalvar ve sarık/başlık modası aynen devam etmektedir. Batının, İran giyimiyle ilgili bilgisi kısıtlıdır. Ancak 19. yüzyıldan itibaren İran’a daha fazla Avrupalı gezdin gelmesiyle beraber bazı bilgiler edinilmeye başlanmıştır.
Özellikle, Avrupalı ziyaretçiler, İran silahlarına ve az rastlanan yöresel tekstil ürünlerine rağbet göstererek satın almaya başlamışlar.
Resim 28, Victoria and Albert Museum koleksiyonunda bulunan bir duvar halısı (Hanging) 19. yüzyıl ortalarına tarihlenen dokumada, merkezde elinde şarap kadehi tutan bir kadın figür yer almaktadır. Figür kıyafetleri analiz edildiğinde Osmanlı dönemi kadın giyimlerine çok benzediği görülmektedir. U biçimli göğüs dekoltesi bulunan kaftanının kolları dirsekten yırtmaçla açılmaktadır. Saydam renkli bir iç entarisi ve uzun başka bir ipek entarisi daha bulunmaktadır. Beline Osmanlı döneminde de benzer uygulamasını sıkça gördüğümüz bir şal bağlamıştır. Aksesuar kullanımı oldukça fazladır. Büyük gösterişli bir gerdanlık ve sorguçlu değerli taşlarla bezeli bir başlık takmıştır.
Resim 29, British Museum Koleksiyonunda bulunan, 19. yy ait bir İran gelin kıyafetidir. Koleksiyonda Yahudi gelin kıyafeti olarak belirtilmiştir. Bu kıyafette tipik Osmanlı kıyafetlerini andırmaktadır. İpek ve pamuk karışımı bir dokuma üzerine bitkisel motifler işlenmiş, Kaftanın kenarlarına altın renkli harçlar geçirilmiştir. Kolları yırtmaçla açılmaktadır ve saydam renkli bir iç entarisi bulunmaktadır. Osmanlı kaftanlarına göre göğüs altından itibaren bel kısmı vücuda daha oturmuş halde tasarlanmıştır.
İranlı kadınlar asla erkeklerle tanışmazlardı. İran kadınlarının sokak giyimleri tamamen dış dünyadan izole olmalarını sağlamaktadır. İç giyimleri ne kadar renkli ve şatafatlı olursa olsun, dış giyimleri her yüzyılda aynı uygulamaya bağlıdır. 19.yy ait fotoğraflar günümüzle kıyaslandığında hala aynı uygulamanın mevcut olduğunu söylemek mümkündür (Resim 30, 31).
T.C
BEYKENT ÜNİVERSİTESİ
SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ
TEKSTİL TASARIM ANASANAT DALI
Yüksek Lisans Tezi
Tezi Hazırlayan: Ayşe Tuğçe YAŞAR
Danışman: Dr. Öğr. Üyesi Saim Engin AKDOĞAN
İSTANBUL, 2019